İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer gündeme gelmek için üstü açık arabalarda İzmir Marşı ve Çav Bella eşliğinde dans ederek halkı selamlamaktan daha iyi bir yöntem bulmuş. İzmir'in Yunan işgalden kurtuluşununn100. yılı dolayısıyla bir konser tertip etmiş.
CHP belediyelerinin etkinliklerinde büyük meblağlarla sahne alan şarkıcılar, Atatürkçülük güzellemeleri yaparak ve iktidara laf çakarak konser verecek, kitle kıvama geldiğinde belediye başkanımız sahneye çıkacak ve hayatta göremeyeceği bu kalabalığa hitap etme fırsatı yakalayacaktı.
Hakikaten de işgalden kurtuluşun 100. yılına yakışır bir kalabalık toplanmış. Tunç Soyer o kalabalığı toplamak için belli ki masraftan kaçınmamış. "Etkinliğe akıtılan para İzmir'in alt yapı sorunlarına harcansa" demiyorum. CHP belediyeciliği şov ve gösteri belediyeciliğidir. İzmir de bunun numune şehridir.
Kitlenin değil de kitleyi oraya toplayanların ana motivasyonu, İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşundan çok Osmanlı'ya ve akılları sıra Suntan Vahdettin ile özdeşleştirmeye çalıştıkları Cumhurbaşkanı Erdoğan'a duydukları nefret.
"Abdülhamit Kızıl Sultan!", "Vahdettin hain!" Bu ezberin iğdiş ettiği, okumayan cahil kafalara, cahil ağızla zerk edilen bir nefret...
Konserde coşup, Atatürk'e vecd ile salavat getirip sabah Türkiye'de uyanmış olmanın moral bozukluğuyla kahredenlerin duygu durum bozukluğu...
Muharrem İnce'nin "şizofrenler" dediği kesim.
Bir partiye oy veren seçmen kitlesini şüphesiz böyle niteleyemeyiz ama kitleyi konsolide eden amigoların duygu durumu aşağı yukarı böyle.
Herkesin sarı saçlı mavi gözlü olduğu, dini, dili, yaşam biçimi ile topyekun Batılılaşmış bir Türkiye hayali kuranların 20 yıllık AK Parti iktidarından hazzetmesi zaten mümkün değil.
Ve ne yazık ki "İzmirlilikle" etiketlenen bu kategorik karşıtlık giderek toplumsal barışı dinamitleyen bir aşırılığa evrildi.
*
Osmanlı'nın son 200 senesinin modernleşme macerasını "topyekun Batılılaşmak" şeklinde anlayan ve tüm siyasi düşüncesini bu yaklaşım üzerine oturtan bir siyasi aklın temsilcileri bunlar. Anadolu'da İslam adına ne varsa rahatsız oluyorlar. Hep İslam'dan öncesine gitmeye çalışıyor. İzmir Müslüman Türklerin şehri olacağına Yunan kalsaydı daha memnun olurdular.
Hatırlarsanız bir CHP İzmir vekili "İzmirliler Avrupa'ya girmeye hazır. Gerekirse İzmir Türkiye'den ayrılarak Avrupa Birliği'ne girmeli." demişti. CHP'liler lüzum görüp bu sözü kınamamıştı bile.
Bir başka CHP'li vekil de bu ülkenin dindarlarını İzmir'den denize dökmekle tehdit etmişti.
Dolayısıyla İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşu münasebetiyle düzenlediği etkinlikte Yunanlılara değil de Osmanlı'ya verip veriştirmesi ve son padişah Sultan Vahdettin'i hainlikle itham etmesi şaşılası bir durum değil. Bu artık kanıksanmış bir CHP aymazlığı.
Türkiye'de çocuklarımızın, gençlerimizin beyni on yıllarca bu kara cahil aymazlıkla yıkandı. Geçmişine küfretmeyi aydınlanma sanan; varlığını, tarihini inkar ve kötülemeye borçlu olduğunu düşünen bir nesil.
Anadolu mayasıyla karılamamış, yerini yadırgayan, ha babam beyazlaşmak, Batılılaşmak isteyen, Doğuya ait ne varsa üzerinden silkelemek kurtulmak isteyen bir nevzuhur tip.
En çok da İslam'la meselesi var. Her şeyi değiştirebiliyor ama İslam'ın direncini bir türlü kıramıyor. O yüzden de dinine düşman.
Tunç Soyer ve onun gibilerin durumu bu. Kronik bir hastalık hali. Kendi gerçekliğiyle ve tarihiyle barışık olmayanların ağır travması...