Göztepe oyuna iyi başladı. Başlar başlamaz da Beşiktaş kalesinde tehditkar olacak pozisyonlarla buldu. Bu bulmuş olduğu pozisyonlar her ne kadar Beşiktaş kalecisi Fabri’yi sıkıntılara sokmuş olsa bile gol sesi veremedi. Soldan gelen orta topunda Talisca zor bir kafa vuruşuyla Beşiktaş’ın golünü attı. İlk yarı da bu sonuçla noktalandı.
İkinci yarı başlar başlamaz Babel, şahsi gayretiyle, bireysel yeteneklerini de birleştirerek, ikinci Beşiktaş golünü atarak takımını rahatlattı. Beşiktaşlı futbolcuları arzu ve gayretlerinden dolayı kutlamak isterim. Kolay değil, daha bir kaç gün önce Şampiyonlar Ligi’nde zorlu bir maçtan çıkmışsın, ardından ligimizin şimdilik flaş takımı olan Göztepe deplasmanına çıkıyorsun ve goller atma becerisini gösterebiliyorsun. İşte o zaman büyük takım olursun, aynen Beşiktaş gibi.
Talisca’nın al - at pasında Cenk de aynı güzellikte 3. golü kaydederek, Kartal’ı skora koşturdu.
Beşiktaş’ta saha içi takımdaşlık çok iyi. Yardımlaşma, o da iyi. Oyun disiplini ise çok çok iyiydi. Orta sahada görev yapan Tolgay, saha kontrolünü çok iyi yaptığı gibi dikine oynama isteği iyi bir orta saha oyuncusu görüntüsü veriyor.
Ghilas’ın Göztepe adına kaydetmiş olduğu gol, İzmir temsilcisini ümitlendirdi. Göztepe, eğer attığı golün dışında ilk yarının başında girmiş olduğu pozisyonların yarısını gole çevirebilmiş olsaydı, maçın skoru da farklı olurdu.
Karşılaşmanın hakemine gelecek olursak, Talisca’nın Göztepe ceza sahası üzerinde yaka paça indirilmesini eğer görmediyse, en yakın göz doktoruna gitmesini tavsiye ederim. Güzel ve gollü bir maç seyrettik. Böylesine gollü geçen maçlar heyecanlı ve zevkli görüntülere sahne oluyor. Ben hem Göztepeli hem Beşiktaşlı futbolcuların ortaya koydukları futbolu alkışlamak istiyorum.
Yorgun ayakların sahibi olan Beşiktaş, zorlu Göztepe deplasmanını kazanarak Süper Lig’de de zirveyi zorlayacağının baş habercisiydi. Beşiktaş Şampiyonlar liginde hiç kaybetmeden, kazana kazana grup liderliğini sürdürürken tüm merakım ilerki zamanda oynanacak Galatasaray derbisi olacak.