Şişli, Gülay Aslıtürk dönemine rahmet okutacak bir skandalla sarsılıyor..
İçinde ne ararsanız var. Aşk var, para var, ihanet var.. Bildiğin Brezilya dizisi yani..
İsmet Paşa’nın torunu Hayri İnönü tarafından yönetilen Şişli Belediyesi’nde skandallar bitmiyor ki..
Başında İnönü’nün çocukluk arkadaşı Hasnun Bayram’ın olduğu Kent Yol A.Ş’de yaşanan vurgundan söz ediyorum.. Geçen hafta noter kanalıyla istifa dilekçesini belediyeye gönderen Hasnun Bayram, belediye kanalıyla şirkete aktarılan 27 Milyon TL’yi de alarak kayıplara karıştı.. İnönü’nün basın danışmanı Şermin Terzi ile birlikte.. Şimdilerde Regina’da satın aldıkları villalarını döşemekle meşgul oldukları iddia ediliyor… Bu rezalet artık yargının konusu.. İşin aslı esası ortaya çıkacak elbet.. Ancak bu süreçte cevabı verilmemiş bazı sorular var.. Bir kaçını soralım dilerseniz burada..
Cevap ver Hayri İnönü;
- Alman vatandaşı olan Hasnun Bayram, Düsseldorf’da dünya devi bir lastik markasının distribütörlüğünü yapmaktayken, senede yüzbinlerce euro geliri varken yani, ne vaat edildi de, çok daha az kazanacağı bir işi tercih edip Türkiye’ye geldi?.
- Şişli Belediyesi nasıl oldu da, millet adına yüzbinlerce liralık bütçelere hükmeden böyle bir iştirakin başına bir Alman vatandaşını geçirdi?..
- Belediyede kadrolu bir basın bürosu ve bir basın müdürü varken, ayrıca yüksek bir maaşla basın danışmanı istihdam edilmesini, haklarını alamadığı için greve giden temizlik işçilerine nasıl açıklayacaksınız?
- Hasnun Bayram için tahsis edilen rezidans daire aynı zamanda basın danışmanınız Şermin Terzi tarafından da kullanılıyor muydu?
- Aydın Doğan’ın , Erdoğan’a hakaret ettiği için kapının önüne koyduğu Şermin Terzi’yi hangi meziyetlerini dikkate alarak basın danışmanlığı görevine getirdiniz?.
- Göreve geldiğinizden beri 40’ın üstünde müdür ve Başkan yardımcısını görevden aldınız. Meclis üyeleriniz, yerlerine yakınlarınızı, eşinizi-dostunuzu doldurduğunuzu söylüyor. Bu doğru mu?.
- Her platformda ‘ben bu ülkenin kurucu ailesinin mensubuyum kimse bana dokunamaz’ diyorsunuz, arka arkaya yaşanan bu skandallarla soyadınıza asıl lekeyi siz sürmüş olmuyor musunuz?
Yeme bizi Ertuğrul Özkök
Kayınpederi Arif Hüdai Oral’ın atletli fotoğrafını yayınlayarak, ‘CHP geleneğinde atlet vardır’ demeye getiren Ertuğrul Özkök’e çağrı yapmıştık.. “.. Bırak kayınpederinin fotoğrafını, verebiliyorsan kendi atletli fotoğrafını ver…” demiştik.. Hoppala.. En artistik fotoğrafını koymuş, altına da ‘işte benim atletli halim’ diye yazmış.. Yersen.. “Şimdi sıra sende” diyor.. Herhalde ortaokul yıllarında gömleğin içine giydiğim o beyaz sıfır yakaları saymazsak hayatımda fanilaya hiç yer olmadı diyebilirim.. Dolayısıyla mecburen o ‘kulüp’teyim yani.. Bu arada bugün Ertuğrul Özkök’ün radyo programı günü.. Geçen hafta Aleyna Tilki’yi liste başı yapmıştı.. Bu hafta da Ayşe Hatun Önal’ın“Beyaz Atletli” şarkısına özel ilgi bekliyoruz Özkök’ten…
Sözleri şöyle;
“… Beyaz atletli prensim
Kafan mı karışık
Herkese goygoy
Postayı bana koy…”
Ciğer Urfa’nın mı Diyarbakır’ın mı?
Urfalı Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba yaktı fitili başlattı tartışmayı.. Ciğer kebabı nereye aittir? Hem Urfa’da hem de Diyarbakır’da bol bol ciğer kebabı yemiş bir kardeşiniz olarak oy hakkım olduğuna inanıyorum.. Kalbim ‘Urfa’ dese de ‘midem’ Diyarbakır’a 10 üzerinden 10 veriyor.. Arz edeyim.. Bir defa Diyarbakırlı ustalar kuzudan yapıyor. Büyük büyük doğruyor.. Fazla yakmıyor ateşte. Acısını da yiyenin keyfine bırakıyor.. Fakat Urfalı ustalar dana ya da en iyi ihtimalle kuzu-dana karışık yapıyor. Çok küçük dilimlediği için ister istemez fazla pişiyor ve lezzeti gidiyor.. Ayrıca isot da, zannettikleri kadar zevk vermiyor.. Üzgünüm ama gerçek bu..Dağkapı’da ciğer, Urfa’da patlıcanlı kebap..