Türkiye ve ABD Başkanlarının NATO zirvesindeki samimi görüşmeleri, herkesin ilgisini çekti. Kimseyle nezaket sohbeti bile yapmayan, kimseyi eşiti görmeyen Trump, her vesile ile Erdoğan ile temastaydı.
ABD ile Türkiye arasındaki sorunlarda Trump’ın çözebileceği ve çözemeyeceği maddeler olduğunu hatırlamak gerekiyor. Trump’ın genelde Türkiye ile bir meselesi yok.
Görüşmede Münbiç ele alındı. ABD ile daha önce anlaşılan takvim işliyor. Türkiye, ABD’nin PKK-PYD ile bütün ilişkisini çekmesini istiyor. Ancak henüz bir belirti yok. Kısa vadede terör maşalarının Fırat’ın doğusuna çekilmesi ve Münbiç’e gerçek nüfusun geri dönmesi, Türkiye’nin yakın hedefi.
Trump ile Erdoğan F-35’leri de konuştular. Trump ‘anlaşmaya aynen uyulacak’ dedi. Talimat verdiğini anlattı. Beyaz Saray olarak Kongre’ye de itiraz ettiklerini söyledi.
Ve Türkiye, Trump ile Putin’in zirvesiyle yakından ilgili. Zirve sonrasında Başkan Erdoğan’ın, Putin’in da katılacağı bir bölgesel istişare konferansı toplaması bekleniyor. Türkiye o zaman daha öne çıkacak.
Önceki ay G-7 zirvesinde Trump’ın yaşattığı dehşeti gören NATO, bu kez benzeri olmasın diye her türlü önlemi almıştı.
Mesela NATO zirvesinin sonuç bildirisi yayınlamadan dağılması, Trump’ın sonuç bildirisi aleyhine laf etmesi, ittifakı bitirirdi.
O yüzden 2 günlük toplantının hemen ilk gününde alel acele ‘sonuç bildirisi’ oylandı, kabul edildi, yayınlandı... Aslında metin üzerinde haftalardır herkes çalışıyordu. Ama ne olur, ne olmaz...
Sonra NATO akşam yemeği... Diğer liderler Trump’ı sinirlendirecek bir şey yapmamak için özen gösterdiler. Suyuna gittiler. Aslında Trump neşeli ve rahattı, kibardı. Ancak masasındaki liderler her an parlayabileceğini düşünerek, dikkatli konuştular.
Ancak, sonraki oturumda durup dururken ‘Ya askeri harcamaları artırırsınız, ya da biz kendi yolumuza gideriz’ deyip, NATO’dan çıkmayı ima etti ve her yer sarsıldı. Sağdan soldan ‘yok öyle demek istemedi’ şeklindeki düzeltmeler de inandırıcı olmadı. Basın toplantısında ‘ABD’nin herhangi bir nedenle NATO’dan çıkabileceği tehdidini sürdürüyor musunuz? Kongre onayı olmadan bunu yapabilir misiniz?’ diye soruldu. Trump cevapladı: Bence muhtemelen yapabilirim. Ama buna şimdi gerek yok. Bütçeleri artırmaya söz verdiler... ‘
Öyle bir söz verilmedi. Onun kıyameti sonra kopacak da, asıl: NATO artık Trump isterse çıkılacak bir kiralık ev durumuna düştü. Bu, caydırıcılığın yok olmasıdır. Bir askeri ittifakın caydırıcı olması, silah çekmeden de güç göstermesi esastır. Şimdi caydırıcılık kalmadı. NATO birşey yapmadan önce herkes Trump’a bakacak. Trump NATO aleyhinde o kadar çok konuştu ki, ABD’de Trump seçmeninin NATO karşıtı olması ve bu kez seçmenin ‘NATO’dan çıkalım, uzak duralım’, demeye başlamasından korkuluyor.
NATO bundan sonra Trump’ın 6 yıl daha işbaşında kalacağı varsayımıyla hareket edecek. Hatta, Trump’ı uzak tutmak için yıllık liderler zirvesinin yapılmaması, NATO işlerinin Savunma ve Dışişleri Bakanları toplantısıyla götürülmesi düşünülüyor. Öte yanda, Trump’ın eğer isterse, her durumda ve her yönden NATO’yu topa tutabileceği de biliniyor.
Böyle bir NATO’da Türkiye her durumda merkezi konumda. ABD için Türkiye’nin alternatifi yok. Türkiye’nin önü açık.
Asıl korku şimdi şu: NATO zenginlerinin, askeri harcamalarını yüzde 2’den yüzde 4’e yükseltmeyeceklerini Trump anlayınca, ne yapacak?