Galatasaray Başkanı ile Divan Başkanı’nın, sudan sebeplerle birbirine girdiği bir kulüpte; futbolcuların kenetlenmesini beklemek, kaplumbağadan hendek atlamasını beklemek demektir. Fakat kaplumbağa hendek atladı.
Sivas maçı başladığında, baskın olan tarafın konuk takım olmasına da şaşırmamak gerekir... O kadar ki; üst üste patlayan fırtınalar, önce Muslera sonra da direk sayesinde ve mucize kabilinden savuşturuluyordu. Ama işin tarafı, öne geçen taraf Andone ile G.Saray oldu. Futbol böyle bir şey işte...
***
Gol sonrasında, Sivas’ın yükselen burcu; yıldızlara külahını ters giydirmek isteyen bir inatla sürdü. Muslera gene ilahi kurtarıcıydı.
G.Saray’ın ilkonbiri; son lig maçında ilk kez futbolcularından şikayet eden Fatih Terim’in, kendisini eleştirenlerin önerisindeki Ömer Bayram, Emre Mor, Emre Taşdemir ve Şener’den oluşturması, “O kadar istiyorsanız, alın hayrını görün” der gibiydi. Kadro, öfkeyle kurulmuş bir görüntü içindeydi. Fakat sonuç verdi.
***
G.Saray ilk anlarda biraz dağınık, biraz şaşkın gibiydi ama; zaman geçtikçe toparlandı. Maç; berabere olacakla, G.Saray farkı açtıracak arasında inip-çıkan bir tahterevalliye dönüştü. Penaltı, aradaki farkı pekiştirmeye yaradı: Gol gene Andone... Sivas abandone...
Maçın başları; G.Saray katmanları arasındaki anlamsız kavganın, olumsuz etkilerine boyun eğecek gibi görünüyordu. Gol yeseler de olmadı.
***
Dün gece, yazının başlarında saydığımız isimlerin neden ilkonbirde oynamadığını sorguluyanların isabeti ile bitti. Fatih Terim biraz da inatla kadro kurdu ama, eleştirilerin bir anlamda hakkını verdi. Demir Grup Sivasspor’a çıkan kırmızı kart da doğruydu.