Son günlerde yaşanan provokatif hadiseler (Dink ailesine tehdit gibi) veya yalanlar üzerine kurgulanan tahrikler (Barış Çakan olayı gibi) birilerinin pusuda beklediğini, puslu hava özlemi içinde olduğunu gözler önüne seriyor.
Birileri provokasyon ve tahrik zemini üretmeye, toplumsal fay hareketlerini harekete geçirmeye, sinir uçlarını kaşımaya çalışıyor ama devlet fırsat vermiyor.
Eskiden beri Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Müslim-Gayrimüslim karşıtlıkları üretmek isteyenlerin çeşitli şekillerde kışkırtıcılık yaptığını biliyoruz.
Ayrımcılık yapıldığını iddia edenler, kullandıkları ayrılıkçı ve ayrıştırıcı söylemlerle büyük bir ayrımcılık yapıyorlar.
Barış Çakan adlı gencimizin canice öldürülmesi olayından sonra meseleyi kışkırtmaya çalışanların nasıl bir ayrımcı dil ürettiklerini gördük.
Masum bir insanın hayatını kaybetmesi herkesi üzüntüye boğması gereken bir hadiseyken meseleyi siyasi istismar zeminine çekmeye çalışmak büyük bir sorumsuzluk olmuştur. Hakikatin ortaya çıkması ve faillerin adalete teslim edilmesi üzüntümüzü hafifletmese de bir istismar zeminini ortadan kaldırmıştır.
Olayı Kürtlük üzerinden okumak meseleyi çarpıtmanın ötesinde yitirilmiş bir cana, kaybedilmiş bir insana karşı saygısızlık yapmaktır.
Sanal medya üzerinden yalan dünya oluşturmaya çalışanlar, adeta enformasyon katliamına, enformatik cinayete sebep oluyorlar.
HDP çevresinin bu olay sonrasında Kürtlük etiketiyle üretmek istedikleri algı, yakmak istedikleri ateş, hakikat rüzgârıyla dağıldı gitti.
Bu çevrelerin şunu bilmesi gerekir: İnsan hayatı kutsaldır ve her türlü ideolojik çekişmenin, siyasi istismarın dışında kalmalıdır.
Yaşam hakkı ve can güvenliği tüm hakların ve özgürlüklerin temeli, olmazsa olmazıdır.
Yaşam hakkı ortadan kaldırıldığında hiçbir siyasi-kültürel-sosyal hak anlam taşımaz.
Cana kastetmek, insanları öldürmek haklar-özgürlükler bütününü yok etmektir.
Yani hayata kastedenin herhangi bir hakkı savunuyor görünmesi hiçbir değer ifade etmez.
Terör örgütü PKK onlarca yıldır hayata kastediyor, sivilleri-masumları öldürüyor.
Dediğimiz gibi yaşam hakkını ortadan kaldıran katillerin başka haklardan dem vurması sadece bir kandırmacadır.
Ayrıca bugün Kürt kavramı üzerinden toplumsal tahrik oluşturmaya çalışan, Kürtlere yönelik bir toplumsal baskı varmış gibi bir algı oluşturmak isteyen bu PKK yıllardır kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere savaş açmış durumda.
Bölgede tehdit ettiği, haraç istediği, çocuklarını kaçırdığı, kepenk kapattırdığı, evlerini yaktırdığı insanların büyük kısmı Kürtler…
Kürtler için değil; kendi kör, sapkın, batıl, şer, hastalıklı ideolojisi için mücadele eden bu eli kanlı örgütün insan yaşamına kastetmesinden daha büyük sorun olamaz.
Yaşam hakkını hiçe sayıp kültürel haklardan bahsetmek, kendisi gibi düşünmeyen herkesin kültürel-siyasi-sosyal haklarını ezmeye çalışmak büyük bir aldatmacadır.
Yaşamı terörize etmek tüm haklarıyla insana ve insanlığa savaş açmaktır.