Son haftalarda üst üste kaybettiği puanlarla yaralı Aslan haline dönen Galatasaray kendi evinde ve seyircisi önünde Gomis’in temiz sert plase vuruşuyla gol kazanan oldu. Erken gelen bu golle maç başında avantajlı duruma geçti. Rodrigues’le ikinci golü bulunca Galatasaray iyice rahatladı. İyi futbolunu sergilemeye devam etti. Atılan ilk yarı gollerinin yanı sıra Cim-Bom’un direklerden dönen iki topu vardı. Eğer bir takım orta sahasını öne çıkarıyor, hücum presi yapıyor ise rakip takımın oyun anlamında hiç şansı yoktur.
Galatasaray maçın başından sonuna kadar Bursaspor’a bu şansı hiç vermedi. Yalnız anlayamadığım, kendi sahasında oynarken bu kadar iyi baskıyaparken, bol goller bulurken, her ne hikmetse deplasmanlarda aynı görüntüyü Galatasaray’dan göremiyoruz.
Neden acaba? İşte bunun nedenini bir türlü anlamıyorum.
Rodrigues-Gomis ikilisi gollere koşarken diğer arkadaşları da takımı adına olağanüstü destek veriyordu. Nitekim savunma oyuncusu olan Serdar Aziz üçüncü golü bulunca bunun en büyük kanıtı olduğunu gözlerimizin önüne sermiş oldu. Gomis gollerini üçleyince Galatasaray 5 farklı skoru yakaladı.
Bursaspor ise Galatasaray deplasmanında berabere kalmak için sahaya çıkmıştı sanki. Galatasaray takımı için bu hiç geçerli bir düşünce değildi. Üstüne üstlük uzun süre İstanbul ekibi önünde 10 kişi kalmak hiç de kolay değildi. Bursaspor’un direnci düşüktü. Bu şekilde futbol oynamaya devam ettiği sürece S.O.S vermeye devam eder.
Bursa kendi sahasında ve deplasmanda leblebi gibi puanlar kaybediyor. Herhalde hangi durumda olduklarının farkında değiller. Bu gidiş Bursa için hiçte iyi değil. Yazıktır, günahtır. Benim bildiğim Bursa şehir olarak futbol kentidir. Ama Bursaspor onlara layık gözükmüyor...