ABD Başkanı Donald Trump göreve gelince adet olduğu üzere bir doktrin ortaya koydu, adı Trump Doktrini’ydi.
Özünde dünyaya bakışı, dışpolitikayı, güvenlik paradigmasını, diğer ülkelerle ilişkileri ele alan bu doktrin ‘nasıl bir dünya’, ‘nasıl bir ABD’ öngörüldüğünü anlatıyordu.
Trump doktrini ‘tek taraflılık, hukuk tanımazlık, keyfilik’ gibi anahtar kelimelerle özetlenebilecek bir muhteva ortaya koyuyordu.
Buna göre bir yanda ABD vardı, diğer yanda dünyanın geri kalanı…
ABD’nin çıkarları, ABD’nin güvenliği, ABD’nin korkuları, ABD’nin arzuları, ABD’nin geleceği…
Her şeyi ABD’ye endeksleyen bu anlayışın politik sonucu ise dünya ölüp gitse ABD yönetiminin kılını kıpırdatmayacağı, başka uluslar için mali imkânlarını kullanmayacağı bir lakaytlık haliydi.
Trump Doktrini’nin bir yanı ABD’nin dünyanın meselelerine ilgisiz kalması gibi bir sonuç doğururken diğer yanı uluslararası kuruluşların içinin boşalması ve etkisizleşmesi gibi bir durum üretiyordu.
ABD uluslararası hukuku ve kuruluşları bir yana itip ulusal kurumları üzerinden başka ülkelere cezalar kesmeye, yaptırımlar uygulamaya soyundu.
ABD’nin bu yeni anlayışına göre ülkeler ya yandaş, işbirlikçi, uydu olacaklardı ya da ‘düşman’…
Kadim dostlukları, stratejik ittifakları, geleneksel ilişkileri bir çırpıda çöpe atıp işine göre işbirlikleri geliştiren siyaset paradigması, karşılıklı güveni ve ortak hareket ruhunu önemli oranda zehirledi.
Bugün küresel salgının ortaya koyduğu gerçek küresel işbirliği, dayanışma ve yardımlaşmanın gerekliliğidir. Ortak hareket, ortak mücadele, ortak çözüm, yani ortaklık ruhu büyük önem taşıyor.
Trump Doktrini tek taraflılık, keyfilik ve benmerkezcilik öngörürken, Koronovirüs ortaklık ruhunu yeni dünya için şart koşuyor.
Kara gün dostlukları, zor zaman dayanışmaları, birlikte sorunları göğüsleme iradesi, çözüm için insanlığın tüm müktesebatını harekete geçirme ihtiyacı artık daha önemli.
ABD’nin doktriniyle yeni dünyada insanlığın ayakta kalabilmesi mümkün değil.
ABD’nin kendisini merkeze koyup dünyanın geri kalanını mecbur ve mâhkum gören anlayışı bir virüs tarafından yerle bir edildi.
Koronovirüs ABD’deki neokonların, evanjelistlerin, mesiyanik/masonik yapıların öngördüğü yeni dünya düzeni tasavvurunu ciddi şekilde akamete uğrattı.
Dünya artık sahici ve samimi işbirliği zeminlerine, etkili uluslararası kuruluşlara, güvene dayalı Birliklere ihtiyaç duyuyor.
AB gibi birkaç ülkenin çıkarlarına hizmet eden ve kriz zamanı liderlik sergileyemeyen sahte ortaklıklar da, ABD gibi kutsal devlet egoizmiyle dünyaya racon kesen ülkelerin yapmacık tavırları da yeni dünyada karşılık bulamaz.
Dünyanın geleceği güven ve samimiyete dayanan küresel ortaklık ve dayanışma ruhundan geçiyor.
Türkiye’nin zor zamanda sergilediği samimi dostluk ve yardımseverlik ise komşu halkların hafızasına kazınacaktır.