71. Venedik Film Festivali’nin kapanışı da başlangıcı gibi pırıl pırıldı. Javier Bardem, Jennifer Lawrence, Julien Moore, Matt Damon, George Clooney gibi bir çok ünlü isim festivalde boy gösterdi. Kendi ülkemizin en büyük festivallerinde hangi film yarışır bilemezken, Darren Arronofsky’nin yeni filmi Mother’ın ilk gösteriminden sonra izleyicinin yarısının filmi yuhladığını diğer yarısının alkışladığını öğreniyoruz gazete sayfalarından.
BİZİMKİLER TİFTİK HIRKAYLA ONLAR GUCCİ’YLE ARZ-I ENDAM EDİYOR
Bizim kırmızı halılarımızda en ünlü yönetmenlerimiz ödül almak için tiftik hırkalarıyla yürürken,Venedik Dior, Gucci, Valentino gibi ünlü modacıların yeni kostümleriyle salınan isimlerle doluydu. Bizde kültür hayatı çok kısıtlı. Anadolu’daki festivallerden halk bihaberken Venedik’te, dünyanın her yerinden gelen sinefiller kalacak yer bulmak için neredeyse köpek kulübelerini kiralayacaklar. Bizdeki festivaller Türk yönetmenleri organizasyona dahil edemez, prömiyer yaptıramaz. Venedik’te Daren Aronofsky’nin, Coen kardeşlerin, Matt Damon’ın ve ünlü sinemacıların filmlerinin ilk gösterimleri yapılıyor. Yıllardır film festivali sadece film göstermek değildir, pazarlaması, yapımcılığı çok önemlidir diyoruz. Venedik’te Netflix gibi bir dev yapılanma televizyonda göstereceği dizinin tanıtımını bile yapıyor. Aynı kanalın Türkiye’de de dizi çekeceğini Venedik’te duyuyoruz. Oyuncularımız ödül törenlerinde Türkçe’yi doğru dürüst konuşamazken Amerikalılar Fransızca, Fransızlar İngilizce’yi bülbül gibi ötüyorlar. Yine filmlerimizin yönetmenleri, oyuncuları ürettikleri filmlerde en küçük bir siyasi, çevreci veya dönemin sorunlarına dair alt metin yazmazken, o heykelcikleri alırken yürekleri kabarıyor, saçları dikiliyor ve başlıyorlar mesajlarını vermeye.
FESTİVALDE SAÇMALIK GELENEĞİ
Venedik’e açılış filmi Downsizing insan nüfusunun artışını işleyen bir konuya sahip olabiliyor. Tabii böyle bir filmde oynadıktan sonra istediği mesajı vermiş olan oyuncu veya yönetmen ödül alırken “Bu ödülü yanan ormanlarımız, nesli tükenen balıklarımız için alıyoruz” gibi saçmalıklarda bulunmuyorlar. Dikkatinizi çekerim Venedik Avrupa’nın en büyük film festivali değil. Cannes, Berlin’den sonra geliyor. Bizde festival jürileri sinemayla ilgisi olmayan isimle doluyken Avrupa’nın üçüncü büyük festivali Venedik’in jüri başkanlığını ABD’li oyuncu Annette Bening’in üstlenebiliyor. Zaman içinde Antalya’ya Catherine Deneuve, Jeremy Irons, Kathleen Turner, Emir Kusturica geldiğinde burun kıvıranlara kimse sormadı bu ülkeye Brad Pitt ile Angelina Jolie mi geldi de gelenleri beğenmediniz. Halbuki o isimlerin buraya gelmesi bir başlangıçtı. Üstüne koyarak gitmek gerekirdi. Venedik dünya sinemasını anlatırken festivalin İtalyan sinemasına etkisi olmadığı sanılmasın. Bütün dünyadaki festivallerin önceliği kendi ülke sinemasına yaptığı destek ve etkidir. Halbuki Antalya Film Festivali, uluslararası yarışmayı kaldırıp köküne kibrit suyu ekmiş olmuyor mu?
Yani Venedik bütün güzelliği ile bizim sıkıntılarımızın bir ifadesi oldu. 26 Eylül’de Adana Altın Koza Film Festivali başlayacak. Umarım orada her şey daha güzel gider. Çünkü Adana bütün kesintilerine rağmen daha tutarlı bir duruş sergiledi yıllar içinde. Bakalım bu duruşun devamını getirebilecekler mi?