Maçın henüz 18. dakikası... Aatıf ve Barış arasında bir ikili mücadele var. Aatıf rakibinin baldırına basıp topa hakim oluyor... Baldıra tam ayak basmak, kırmızı kartı gerektiriyor. Hadi kasıt yok diyelim, bari sarı olsun. Hayır o da yok. Bari faul çalınsın. Düşünün o bile değil, maça devam... Ama tabanı yiyen ve acılar içinde kıvranan Barış, ağır sakatlandığı için oyundan alınıyor. Atağı sürdüren Aatıf’ın güzel pasını Soldado değerlendirse, pozisyon gol olacaktı... Sizce bütün bunlar adil mi?
Ağır yaralamalı sert faulü ve kartı es geçen ise, sezonun en başarılı hakemi denilen Fırat Aydınus... En iyisi buysa, gerisini siz düşünün!
***
F.Bahçe koşuyor/kaçıyor/parlıyor ve maça karşı istekli görünüyordu ama; golden vazgeçtim, pozisyon bile üretmekte zorlanıyordu. Bursaspor hiçbir şey yapmasa/yapamasa bile; ilk yarının gole en yakın fırsatını yakalayan takım oldu. Bunda bir terslik yok mu?
Taraftar, terslik olduğunu farketmiş olmalı ki; daha ilk yarının ortasında “Valbuena” diye tezahürata başlayıp, onu sahaya çağırdı. Seyirci haksız değil... Ama Aykut hoca bu, uzaktan kumandayla hareket edecek biri değil. Valbuena’yı ısınmaya çıkarsa da, taraftarın talebine önce ilgisiz kaldı. Ama ikinci yarıya onunla başladı.
***
Valbuena’nın oyuna katılımı; sadece F.Bahçe’yi değil, kendi takımı ile birlikte Bursa’yı da harekete geçirdi. Oyun zenginleşti. Hatta harika oldu... Tamamen Valbuena farkı!
Gerçi her iki tarafın orta sahası biraz kontrol dışı kaldı ama, maçın seyir zevki çok yükseldi. Ancak mücadeleye anlamsız bir şekilde gerilim karıştı
Kırmızı kartlar doğruydu.