PKK-FETÖ işbirliği ‘üst aklın’ nihai niyetinin Türkiye’yi parçalamak olduğunu somutlaştırdı. PKK cinayetlerinin üstünü PKK yalanlarıyla, FETÖ mağduriyet balonuyla örtmeye çalışanların işbirlikçi olduklarını da.
Nitekim PKK saldırılara devam ediyor.
Allah şehitlerimizin mekânını cennet eylesin, yakınlarına ‘inşirah’ versin. Bir kez daha Türkiye’nin başı sağ olsun.
Ama başaramayacaklar. Türkiye büyük ve güçlü bir ülke, hepsinin üstesinden geliyor, gelecek.
***
“Fırsatı değerlendirin. Birleşik ve bağımsız Kürdistan fikrini asla elden bırakmayın çünkü yapay sınırlar çöküyor ve sonucun ne olacağı belli değil” diyerek PKK’ya gaz vermiş yine Yahudi kökenli dil bilimci Noam Chomsky, Bashaber’in 1 Ekim tarihli haberine göre.
Daha önce de “dağlardan başkasına güvenmeyin” goygoyuyla Kürt gençlerini katil olmaya, kendi vatanına ihanet etmeye, evini şehrini yakıp yıkmaya teşvik etmişliği var Chomsky’nin.
Türkiye’deki PKK yandaşları böyle düşünse de bu kadar açık değil. Çoğu trol/terörist seviyesinde. Az sayıda akademisyense PKK’nın PYD kılığıyla Suriye’de, HDP/DBP/BDP/DTK kamuflajıyla Türkiye’de yapması gerekenler konusunda akıl üretiyor, uyarıda bulunuyor.
Bu yazılar öyle steril ki ne EYP’lerle akıtılan kandan, ne 15 ton patlayıcıyla parçalanan vücutlardan bahsediyor, ne de PKK’nın öldürdüğü Kürtlerden.
Fikrine güvenmeyen ve siyaset yapmak için insan öldüren bir örgütü savunmanın zilletini yaşamak bir yana, bir de onurdan ve hukuktan bahsetmeleri düştükleri çelişkinin derinliğini gösteriyor. PKK’dan başka muhatap bulamamaları da bundan.
Tüm bu çabalara rağmen bir kez daha görüldü ki Kürtlerin tercihi Türkiye’den yana. Türkiye’nin kendi vatanları olduğunu, bu devletin Kürtlerin de devleti olduğunu biliyorlar.
PKK’nın hendek stratejisi bu nedenle tutmadı. HDP’liler bu nedenle itibar görmüyorlar hakeza.
***
Nitekim bölge sosyolojisinin başat öğeleri aşiretler PKK’ya en sert tutumu alıyor. 16 ilden 181 aşiret temsilcisi ortak açıklamada açık ve net olarak “Terörün karşısında, meşru siyasetin yanında saf tutmakta kararlı olduğumuzu beyan ediyoruz. Silahlı bir terör örgütünün, bölge insanının geleceğini tahakküm altına almasına rıza göstermeyeceğiz” dediler.
“İkinci kalkışma için İngilizler Kürt aşiretlerine para verdi” iftirasını yere çalarken kurdukları cümleler de çok güçlü: “Osmanlının kuruluşundan bu yana atalarımızın devletine karşı olan bağlılıkları ve sadakatleri nasıl tartışma konusu olmamış ise bizim de devletimize karşı bağlılıkta en ufak bir gevşeme ve sadakatte ihanet tartışma konusu olamaz. Biz devletimizin her karış toprağıyla ve milletimizin her ferdiyle bir bütünüz ve bu bütünlüğümüz Allah’ın izniyle ilelebet sürecektir”.
49 aşiret lideri hafta sonunda da Ankara’ya gelip Eski Meclis önünde benzeri bir açıklama yaptı.
Kürtler, PKK’nın ‘üst akıl’ tarafından bölgeyi ülkeden koparmak, Türkiye’yi Suriyeleştirmek için kullanılan pis bir manivela olduğunu iyi biliyorlar.
PKK’yı kullananlar da PKK’nın tükendiğini görüyor. Türkiye’nin PKK=Kürtler tuzağına düşmediğini, devletin onurlu Kürt vatandaşlarıyla katil PKK’lıları ayırd ettiğini ve her birine layık oldukları gibi muamele ettiğini biliyorlar.
PKK’nın sosyal, siyasal, finansal zemini kurudu. Terörü perdelemek için üretilmiş sivil alandaki PKK yapılarının kamuflajları yırtıldı. Hiçbir demokratik hukuk devletinde olmayan, Türkiye’de de olmaması gereken terör medyası kapatıldı. Terör propagandasının önü kesildi.
Teröristlerin kış üstlenmesine geçememesi, barındıkları inlerin imha edilmesi, Suriye’de Fırat Kalkanı operasyonu PKK’yı köşeye sıkıştırdı.
Chomsky kanlı hayaller satarken Le Monde benzerleri PKK’yı kurtarmak, Türkiye’yi caydırmak gayretinde. PKK nasılsa kaybetti, artık masa zamanı önerileriyle PKK’ya can suyu arıyor. Ama nafile.