Aslında, biz, kendi halimizde yaşayıp gidiyorduk. Osmanlı’nın çöküşüyle başlayan süreçte, ağır kayıplar vermiş, dayanılması zor yıkımlar görmüş bir millet olarak, çekildiğimiz yeni sınırlarda, geleceğimizi kurmanın telaşı içindeydik. 1974’teki Kıbrıs Harekatı’nı bir kenara koyacak olursak, öyle, kimseyle de uğraşmaya pek niyetimiz yoktu... Alt yapımızı güçlendireceğiz, geç kalmış sanayileşme sürecimizi tamamlayıp hızla bilişim çağına gireceğiz, çocuklarımızı iyi yetiştirip insanlık aleminin onurlu bir makamında hak ettiğimize inandığımız bir yerde yaşayıp gidecektik...
İyi sanatçılar... Güçlü edebiyatçılar... Mars’a gözünü dikmiş bilim adamları... Risk almayı, üretmeyi bilen sanayiciler, dünyanın hal ve gidişini iyi yorumlayan finansçılar, araziye bir baktığında ne yapacağına o anda karar veren mimarlar, mühendisler, en olmaz hastalıkları tedavi eden doktorlar, ne bileyim, dünyanın en marka kulüplerinde top koşturan futbolcular falan yetiştirmenin derdindeydik...
Dünya biraz riskli, milli ve yerli savunma sanayimizle ordumuzu güçlendirelim, bizim kimsenin toprağında gözümüz olmasın, ama kimse de bizim toprağımıza göz dikmesin diyorduk...
Bütün bunları başardık...
Kimsenin malına, namusuna el uzatmadık, durup dururken kimsenin evladını öldürmedik, kimsenin metrosunda, meydanında bombalar patlatmadık... Hatta bizden önce bir yerlerde karargah kurmuş milletlerin tavuğuna bile kışt demedik...
Çalışkan ve kanaatkar bir milletizdir...
Sabahın köründen başlayıp mesai saati dinlemeden çalışarak, işsize, açık açıkta olana destek olarak, kimsesizin evladına sahip çıkarak, yaşadığımız günlük sorunları da hep içimize atıp, kimselere el açmadan yolumuzda yürümeye çalıştık...
Zor durumda aldığımız borca sadık, bizden destek isteyene gönlümüz açıktır...
Dünyanın en çok sığınmacısını barındırıyoruz gıkımız çıkmıyor, gurbetlerdeki insanımıza kötü davranılıyor, nazik ve vakur duruyoruz, “bakın yapmayın” diyoruz. Dünyanın en güçlü ordularından birine sahibiz, yalnız evlerimizdeki silahlarla herhangi bir sınıra dayansak, 17 milyon insan yürüyüp gideriz, yapmıyoruz, savaşmamaya çalışıyoruz... Zorlarsanız, bakın söylüyorum, bu dünyada kimse kendini güvende hissedemez...
Arkadaş bizimle derdiniz ne söyleyin...
Bakın, hepiniz gelseniz de bi b.k olmaz
Birinizi, Kore’den bu yana müttefik bildik, başımıza sarmadığı bela kalmadı, en son, 15 Temmuz’daki işgalini zor durdurduk...
Diğerleriniz, yıllardır NATO müttefikimiz, ne kadar vatan haini, terörist, memleketi satmışı varsa ona sahip çıkıyor... Cumhurbaşkanlığı saraylarında ağırlamalar, onur vatandaşlığı vermeler falan... Vız gelir, tırıs gider, isterseniz alın hepsinin turşusunu kurun... Adam 40 yıl CIA’nın maaşlı personeli, en son memlekette darbe yapmış, Amerika’sı onu, Almanya’sı adamlarını korur, korusunlar, çok da fifi...
Avrupa Birliği denilen “toplu emperyalist saldırı mekanizması” bu memleketin aleyhine ne varsa onun arkasında, açık söyleyelim, hepiniz birlikte gelin bi b.k yiyemezsiniz...
Diğerleri... Rusya, kadim devlet dedik yalancı çıktı, İran, yalancı devlet dedik katliamcı oldu... Çin, ayrı bir alem, bir yanı emperyalizme kendi insanını peşkeş çekiyor, diğer yanı, sözde emperyaliste meydan okuyor, nüfusu kalabalık, Pekin’de oturan şapşal sayısı da ona göre... Hepsi birleşmiş, Türklerle uğraşıyor!..
Bence bu yetmez, biraz daha yüklenmeniz gerekecek
İran, önce Bosna-Hersek’te devamında Çeçenistan’da “Müslüman öldürmekte uzmanlaşmış” Rusya ile ittifaka girip Halep’te zafer kazandığına inanıyorsa yanılıyor...
Putin Rusya’sı, orada-burada kan dökerek 21’nci yüzyılın ilerleyen yıllarında var olacağına inanıyorsa yanılıyor...
Amerika-Avrupa ittifakı, Sünni Müslüman coğrafyaya Ali Hamaney’in askerleriyle nizam vereceğine inanıyorsa, yanılıyor...
Makarios 1963’te Noel katliamını yaptıktan hemen sonra, dünya, bizim neden bu kadar çok çıkarma gemisi yaptığımızı anlamamıştı, cevabını 1974’te aldı.
2016 bizim için tarihi dönüm noktasıdır...
Kadim milletiz, işin aslını-faslı anladık. Yalnız mıyız, tamam onu da anladık, evet...
Bir adım geri çekilir hazırlanırız...
Bugüne kadar sanal bir “Türkofobi” yaratmıştınız... İşte, açık söylüyorum, artık bizden korkabilirsiniz...
Önümüzdeki 10 yıl içinde, ne Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve tabii ki Ortadoğu... Devamında neresiyle, orası...
Her yeri karıştırmazsak, namerdiz...
Kentlerinize kadar sızmış kavga mı dediniz, siz, inanın, daha hiç bir şey yaşamadınız...