Mısır’da Anadolu Ajansı çalışanlarının maruz kaldığı hadise, Türkiye’ye yönelik açık bir düşmanlıktır.
Ajans, milli bir kurumumuzdur ve Ajansı hedef alanlar Türkiye’ye karşı bir tutum takınmış olurlar.
1920’de Atatürk ve arkadaşları tarafından Milli Mücadele sürecinde Türkiye’nin sesini dünyaya duyurmak için kurulan Anadolu Ajansı bugün de dünya mazlumlarının sesi durumundadır.
Türkiye’de ajans deyince akla Anadolu Ajansı gelir.
‘En hızlı haberi AA geçer’ söylemi yaygındır…
‘AA geçtiyse haber doğrudur’ söylemi genel kabul görür…
‘AA’nın ciddiyeti ve güvenilirliği’ konusunda birçok kişi hemfikirdir…
‘Gidilemeyecek yerlere AA’nın gideceği, girilemeyecek yerlere AA’nın gireceği, ulaşılamayacak yerlere AA’nın ulaşacağı’ konusunda da yaygın bir görüş vardır.
Dünyanın en uzak köşesinde de, dünyanın en riskli, en çatışmalı bölgesinde de Anadolu Ajansı vardır ve faaliyet gösterir.
Anadolu Ajansı’nın Türkiye’nin milli bir kurumu ve markası olması hem gurur duyulacak, hem büyük mesuliyet doğuracak bir durumdur.
THY gibi, AFAD gibi, AA da bayrak taşıyıcı kurumlarımızdan/markalarımızdandır. Dünya çapında çok önemli faaliyetlerde bulundukları gibi, Türkiye’nin tanıtımına da katkıda bulunurlar.
Kamu diplomasisi dediğimiz şey, ülkenin genel görünümüne, tanıtımına, beğenisine, bilinirliğine ve cazibesine katkıda bulunmakla ilgilidir. Milli menfaatleri ve bölgesel çıkarları korumak, küresel düzlemde bir etki oluşturabilmek kamu diplomasisinde etkili olmaktan geçiyor.
Hep şikâyet ediyoruz, lobilerden, odaklardan, kara propagandalardan, haksız ithamlardan; Ermeni lobisi, Yahudi lobisi, FETÖ lobisi, Rum lobisi gibi birçok yapının ülkemizi karalamaya yönelik hasmane faaliyetlerde bulunduklarından…
Bunlara karşı başta İletişim Başkanlığı olmak üzere bağlantılı kuruluşlar olan TRT’nin ve AA’nın yürüttüğü çalışmalar hayati derecede önemlidir.
Türkiye bugün küresel siyasette önemli bir aktör haline geldiyse bunda sergilediği liderliğin, izlediği aktif ve cesur politikaların, ekonomik/askeri gelişmişliğin ve dünya genelinde faaliyet gösteren insan gücünün büyük bir rolü vardır.
Anadolu Ajansı, bu süreçlerin sadece haber aktaranı değil, ülke yararına katma değer üretenidir. Haberciler, tarih yazımının sadece bilgi kaydedeni değil, tarih yazımı sürecinin önemli bir aktörüdür.
Anadolu Ajansı’nın fedakâr çalışanları adeta vatan hizmeti anlayışıyla riskli bölgelerde görev yapıyorlar.
En son Mısır’daki ajans çalışanlarının maruz kaldığı hadise, sadece Ajansa yönelik hasmane bir tutum değil, aynı zamanda Türkiye’ye, Türkiye’nin dış politikasına ve bölgesel liderliğine karşı bir tahammülsüzlüktür.
Şenol Kazancı’nın başkanlığında Ajans, teknik/teknolojik kapasite, insan gücü, habercilik vizyonu, kurumsal gelişme açısından bir nevi çağ atladı.
Kimi siyasi partilerin yıpratma girişimlerine ve açık hedef haline getirmelerine rağmen Anadolu Ajansı hem saygın, hem etkin bir kurum olarak yoluna devam ediyor.
Uzman kuruluşların yayınladıkları raporların fevkinde olan kimi analizleri, fotoğraf sanatçıların çektikleri fotoğrafların fevkinde olan kimi haber-fotoğrafları ve birçok dünya dilinde yayınladıkları geniş yelpazedeki haberleriyle Anadolu Ajansı iftihar duyulacak bir Türkiye markasıdır.