Pertevniyal Hatun, Abdülaziz Han'ın annesi, oğlunu öldürten Hüseyin Avni Paşa'nın ardından "Paşalığı batasıca ahlaksız!" diye haykırmış sonra da yere yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. "Ahlaksız" sözcüğü, ilk kez Hüseyin Avni için söylenmişti sanki.
Peki Abdülaziz Han niçin öldürüldü? Niçin 15 yıla yakın bir süredir tahtta olan biri, alaşağı edildikten beş gün sonra katledildi? Hüseyin Avni'yi korkutan Alemdar Mustafa Paşa’nın tahttan indirilen III Selim'i yeniden tahta çıkarmak için başlattığı isyanın bir benzeriydi. Alemdar yarım saat gecikmiş ve bu arada Dördüncü Mustafa Üçüncü Selim'i öldürtmüştü. İsyancılar dördüncü Mustafa'yı tahtta bırakmamış, yerine İkinci Mahmud'u geçirmişlerdi. Müşir Damad Nuri Paşa, askerin çok huzursuz olduğunu, Abdülaziz Han’ın tahttan indirilmesini bir türlü kabul etmediği söyler:
"Huzursuzluk askerden sonra İlmiyye sınıfında da baş gösterdi... Karşı ihtilal liderini bekliyordu. Tam bu sırada Karadağ ve Sırbistan'da isyanlar çıkmış, Rusya'nın bu isyanları silahla desteklemesi, dikkatleri dışarıya çevirmişti.."
Avni Paşa diğer nazırlara tahttan indirilen padişaha çok iyi davranılacağını söylemişti. Ancak Sultan Aziz daha Ortaköy Sarayı’na adım atmış atmamıştı ki, üç pehlivan eskisi uşak saraya sokulmak istenmiş, bu mümkün olmayınca da adamlar sarayın hemen karşısındaki karakolda bir gece geçirmişlerdi. Hayatlarında üç altından fazla maaş yüzü görmeyen bu adamların yüzer altın maaşla sarayın harem dairesine sokulmak istenmesi, niyetleri açıkça ortaya koyuyordu.
Cuntacılar Sultan Aziz'in nasıl öldürüldüğünü çok iyi bilmelerine rağmen "Vah vah intihar etmiş... Mekanı cennet olsun..." demekteydiler. Eski sadrazamlardan Yusuf Kamil Paşa haberi duyunca, diğer nazırlara"Hüseyin Avni köpeğine söyleyiniz, bu sır, kısa sürede ortaya çıkacak ve o kuduz köpek cezasını çekecektir!"
Sultan Aziz'in şehit edilmesinin üstünden on bir gün on iki saat geçmişti, nazırlar Mithat Paşa’nın konağında toplanmış, yabancı devletlerle görüşülecek konuları tartışıyorlardı. Tam bu sırada salonun kapısı açıldı ve genç bir subay, içeri daldı!
Çerkes Hasan Bey Sultan Aziz'in kayınbiraderiydi. Daha 26 yaşında olmasına rağmen kolağası (kıdemli yüzbaşı) olmuştu.. Çerkes Hasan Bey salona girdikten sonra uzaktan Avni Paşa’ya iki el ateş etti. Kurşunlardan biri karnına diğeri göğsüne saplanmıştı. Yerde can çekişiyordu. Hasan Bey bir adımda yanına geldi, bir kurşuna daha sıktı...
Sultanın o kadar iyiliğini görmüş kimse varken, bunların içinde yalnız Çerkes Hasan Bey canını feda etmek şerefini kazanmıştı. Sorgusu sırasında, “Ben bu işi nefsim için değil millet için yaptım" demesi milletçe de onaylandı. Hüseyin Avni Paşa Süleymaniye Camii’nde Sadrazam Ali Paşa'nın ayakucuna gömüldü...