Erdoğan, birkaç gün içinde harekât düzenleneceğini ilan ederek Türkiye’nin kararlığını göstermiş oldu.
Terör örgütünü eğiten ve donatan ABD mesajı almıştı. Lakin Savunma Bakanı Mattis, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı Komutanı Votel ve İsrail Başbakanı Netenyahu’nun tüm itirazlarına rağmenTrump, Suriye’den çekilme kararı alarak en yakınındakileri bile şaşkına çevirdi!
Dünya kamuoyunun Türkiye’nin diplomatik başarısı olarak değerlendirdiği bu gelişmeyi eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Kimmitt, Trump’ı ikna ettiğini söyleyerek doğrudan Erdoğan’ın başarısına bağladı.
***
Durumdan rahatsız olan Netanyahu’nun Türkiye’yi yok sayarak bu durumu Rusya, İran ve Hizbullah’ın İsrail’e attığı bir tokat olarak nitelemesi anlaşılabilir bir yorumdur.
Çünkü Fırat’ın doğusunda oluşturulan terör ordusu İsrail’e göre İran yayılmacılığına karşı alınan bir tedbirdir.
Palazlanan terör örgütünün Türkiye milli güvenliğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmesinin İsrail için hiç önemi yoktur.
İsrail bu, vatanını işgale karşı savunan HAMAS terör örgütüdür, vatanını işgale açan PYD müttefiktir!
***
İşin ilginç tarafı, kimi yazarlarınNetenyahu ile paralel bir düşünceye sahip olmaları ve çekilmenin Rusya ve İran’a yarayacağını söylemeleridir.
ABD Rusya rekabetinde durumdan Rusya’nın kârlı çıkacağı elbette söylenebilir.
Ama İran için aynı şeyi söylemek o kadar kolay olmasa gerek. Çünkü PYD PKK’nın Suriye uzantısıdır yani PKK’dır. Zahirde İran PKK’ya karşıdır ama arazide PKK’ya destek veren ülkeler arasında İran da vardır! Ayrıca Kandil’den kaçan terör elebaşlarına İran’ın kucak açtığı da bilinen bir gerçektir!
PYD’ye Kandil’den talimat gönderenler şimdi İran’dan göndermiyorlar mı?
***
Türkiye bir taraftan Rusya ile ilişkileri geliştirirken öte taraftan ABD’yi adımlarını gözden geçirmeye sevk edecek hamleler yapıyor.
ABD’de kurumlar arasındaki görüş farklılıklarına rağmen başkanlık sistemi sayesinde Trump karar alıyor ve uyguluyor.
Trump, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarından sonra anladı ki Türkiye’nin şakası yok. Kuzey Suriye’deki askerlerinin çoğu lojistik görevlisi ve eğitimci olmaları hasebiyle Türkiye’ye karşı direnecek gücü de yok. Ayrıca Türkiye’yi kaybetmenin kendisi için ne kadar zararlı olduğunun da farkında.
O yüzden ABD, FETÖ’nün deport edilmesi, halk bankası konusunda yumuşama ve Patroit satış izni gibi Türkiye’yi yeniden kazanacak adımlar atıyor.
Suriye’den çekilme kararı da kim ne derse desin Türkiye’nin taleplerine cevap mahiyetindedir.
***
Tam bu sırada İran liderinin Türkiye’de ağırlanması da Türk diplomasisinin çok anlamlı bir hamlesidir.
Satranç ustaca oynanmaktadır.
Türkiye bölgede oynanan oyunu bozmuş ve yeni oyunu kendisi kumaya başlamıştır.
Çekilme kararından sonra askeri harekatı bir müddet ertelediğini açıklayanTürkiye bu jest ile de ABD’yi test etmektedir.
Çünkü ABD bugüne kadar verdiği sözlerin arkasında durmamıştır. En son iki sene önce PYD’yi Münbiç’ten çıkartacağına dair söz vermiş ama bugün olmuş hâlâ çıkartmamıştır!
***
Şimdi de çekilip çekilmeyeceği bir müddet beklenecek; çekilmezse de Türkiye askeri harekâtını başlatacak ve bölgeyi terör örgütünden temizleyecektir.
İşte o zaman ABD Türkiye karşısında bir kez daha mağlup olacaktır.
Kudüs konusunda BM’de Türkiye karşısında nasıl rezil olduysa burada da akıbeti aynıdır.
Kabadayılar rezil olmayı göze alamazlar. Yiğitlik bende kalsın diyerek bir bahane ile geri çekilirler.
Tıpkı ABD’nin ‘DAİŞ’i bitirdik işimiz bitti, çekiliyoruz!’ demesi gibi.