CHP'nin günlerdir anons ettiği toplumu meraklandırmaya çalıştığı "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısı 3 Aralık Cumartesi günü büyük bir kalabalık huzurunda icra edildi.
Ana muhalefet partisinin her toplantısı önemlidir. Hele de iddialı çıkışlar yaptığı bu dönemdeki toplantıları daha da önemlidir!
Bir de gelecek vizyonu denirse ikinci yüzyıla çağrı denirse daha da önem kazanır.
Doğrusu iyi bir hazırlık yapıldı zannına kapıldım ve merak ettim. Ben fanatik bir partili değilim. Başkasında gördüğüm doğruyu da kabul etmekten çekinmem ama inanın ne bir ciddi hazırlık ne de merak uyandıracak bir içerik gördüm.
CHP yanlısı kimi medya mensupları da savunmakta güçlük çektiler hatta eleştirdiler!
Toplantıyla ilgili çok şey yazıldı söylendi. Ben de intibalarımı (izlenimlerimi)kısaca özetlemek isterim.
Ben bu toplantıdan üç sonuç çıkardım.
Birincisi, CHP yönetiminin beceriksizliğidir. Dört saat süren toplantı katılanları bile huzursuz eden bir toplantı oldu. Hadi hepsini bir kenara bırakalım İngilizce konuşan danışmanın konuşmasının tercüme edilmemesi hangi aklın eseridir?
Elbette ki anlamayan insanlar yarım saat boyunca ya telefonlarıyla oynayacaklar ya da uyuyacaklar.
Kimseyi uyuduğu için kınamamak gerekir, kınanacak olan uyutanlardır.
Daha bir toplantıyı organize edemeyenler koca ülkeyi nasıl yönetecekler sizce?
Özetle bu toplantı ile CHP'nin beceriksizliği bir kez daha tescil edilmiş oldu.
İkincisi, bu toplantı CHP yönetiminin milli olmadığının, tamamıyla batı ve ABD emperyalizmine teslim olduğunun tescil edildiği bir toplantı oldu.
Toplantıya bile katılmaya tenezzül etmeyen yabancı danışmanlarla ülkenin sorunlarını nasıl çözecek CHP?!
Çözmeyecek!
Çünkü iktidar olurlarsa batının ve ABD'nin emrine girecekler!
Ne diyor Öztrak?
"AB ile ilişkilerimizi düzelteceğiz, ABD ile ilişkilerimizi düzelteceğiz!"
AB veya ABD ile ilişkileri Türkiye hükümetleri mi bozdu ki düzeltsin?
AB sırf kimi teröristler yargılanıyor diye insan hakları özgürlükler edebiyatıyla Türkiye'ye tavır alıyor, teröristleri himaye edip besliyor Türkiye de buna karşı elbette ki tepki veriyor.
CHP iktidar olursa AB ile ilişkileri düzeltmek için ne yapacak? Terörle mücadeleden vaz mı geçecek?
ABD ile ilişkileri nasıl düzeltecek CHP?
Hava savunma sistemi vermediği için Rusya'dan alan Türkiye'ye hasım devlet kanunu (CAATSA) uygulayan ABD ile ilişkileri nasıl düzeltecek CHP?
S400'leri iade edip ülkeyi savunmasız bırakarak mı? Kaldı ki başından beri S 400'ler konusunda CHP, ABD'nin sözcüsü gibi davranıyor!
Peki, güneyimizde terör örgütüne resmen ve filen destek veren ABD ile ilişkileri nasıl düzeltecek CHP?
PYD/YPG'yi terör örgütü olarak görmeyerek mi -ki daha önce görmediklerini bizzat Kılıçdaroğlu söylemişti- Yunanistan'a yapılan yığınağı normal görerek mi, Azerbaycan Ermenistan konusunda Ermenistan tarafını tutarak mı, FETÖ'ye desteğini görmezden gelerek mi?
Sorulacak soru çok.
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, 'Benim partim FETÖ'ye teslim oldu' derken itiraz ediyorlardı. Bu toplantı ile Ateş'in doğru söylediği bir kez daha anlaşılmış oldu.
Dolayısıyla bu toplantı CHP yönetiminin batı emperyalizmine teslim olduğunun yani milli olmadığının tescillendiği bir toplantı oldu.
Üçüncüsü, tarım, aile, iklim değişikliği gibi konularda vadettiklerinin çoğunun şu anda zaten uygulandığını görmeyen ve ülkesini tanımayan bir CHP ile karşı karşıya olduğumuz bir kez daha bu toplantı ile ortaya çıkmış oldu.
Bir toplantıyı dahi organize edemeyecek kadar beceriksiz, ülkesindeki icraatlardan habersiz vizyonsuz, ülkeyi küresel güçlere teslim etmeye hazır bir CHP profili çizildi vizyon toplantısında.
Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor!
Bu muhalefet Türkiye'ye yakışmıyor!