Bu hafta, 30 yılını aktif olarak Türk turizmine adamış İHK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Halil Korkmaz ile beraberdik. Aynı zamanda İstanbul Turizm Derneği Başkanı da olan Halil Korkmaz’a ülke turizmimizdeki son gelişmeleri ve turizmimizin geleceği için yapılması gerekenleri sorduk.
-Türk Turizminin tanıtımında etkinlik takvimimizi nasıl ve hangi kriterler doğrultusunda belirlemeliyiz?
Öncelikle tanıtım denince aklımıza gelen klasik yöntemlerle, pratikte uygulanması gereken iletişim ve tanıtım stratejisinin farklılık gösterdiğini belirterek başlamak isterim. Bugüne kadar yapılmış olan kampanyalarda geleneksel medya iletişimi kullanılarak mevcut kaynaklar kullanıldı, kısmen başarılı da oldu ama elde edilen sonuç maalesef tam anlamı ile sektörümüz tüm paydaşlarını memnun edebilecek sonucu elde edemedi. Bu söylemimde kastım kampanyalarımızda deniz-kum-güneş üçlemesi arasında sıkışmış olmamızdır.
Aslında ülkemiz kültür ve turizm varlıkları açısından yirminin üzerinde ana başlıkta sıralayabileceğimiz ürün çeşitliliğine sahip.
Bugün 2015 ve 2016'da sektörde yaşanan olumsuzlukları geride bırakmış olmamızın ardından, 2017'de toparlanma sürecini yaşamış olmamız ve 2018 yılı ilk altı aylık verilerinin müthiş bir yükseliş trendinde olması sonucu üzerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için Bakanlar Kurulu'na sektörümüzün içinden gelen başarılı ve vizyoner iş insanımız Sayın Mehmet Ersoy'un Kültür ve Turizm Bakanı olarak atanmış olmasını bir fırsata dönüştürerek, tanıtımda günümüz teknoloji ve imkanlarının bize sunduklarından maksimum seviyede faydalanarak, uygulayabileceğimiz stratejide kültür ve turizm varlıklarımızı tüm dünyada tek dil kullanarak yeni slogan ve söylem ile sektörün tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak adeta bir diriliş hareketinin başlatılması birinci önceliğimiz olmalıdır. Böyle bir hareketin başlatılması durumunda alınacak sonuç bizi 2023 hedeflerine hem daha hızlı hem de daha sağlam temeller ile ulaştıracaktır. Uygulanacak olan bu takvim mutlaka yılın son çeyreğinde hızlıca planlanmalı ve 2019 Ocak ayı ile başlatılmalıdır. Sonuç olarak kriterimiz, kültür ve turizmde maksimum çeşitlilik ve sürdürebilirlik üzerine oturtulduğu takdirde başarı kaçınılmaz olacaktır.
-Türk turizmcisinin devletine bakış açısı nasıl olmalı?
Bizler; turizmciler olarak devletimize ve milletimize bakış açımızı hep fedakarlık üzerine kurduk, ne terör ne de ekonomik açıdan yaşanan dönemsel sıkıntılar bizleri hiç bir zaman yıldırmadı. Her zaman çalıştık, yatırımdan vazgeçmedik, yılmadık, vatanımıza, milletimize ve devletimize faydalı olabilmek için çaba sarf ettik. Devletimiz de bu çabalarımızı görerek imkanlar doğrultusunda farklı teşvik politikaları uygulayarak bize destek olmaya çalıştı. 30 yıldır turizm sektörünün içinde bulunan birisi olarak geçmişe ve yaşadığım tecrübelere baktığımda aramızda ahenkli bir iletişim olduğunu görüyorum. Bu ahenk devam ettiği sürece hem devletimiz hem de millet olarak bizler kazançlı çıkacağız.
-Turizm sektörü yeni süreçte ne yaparsa kazanır?
Sektörün tüm paydaşları senkronize olarak uyum içerisinde hareket eder, şahsi menfaatlerini değil ülkemiz ve sektörümüzün menfaatlerini düşünerek hareket ettiği takdirde, kazanırız.
-Objektif olarak turizm sektöründe gördüğünüz en temel yanlış nedir?
Fark ettiyseniz Alper Bey, daha önceki sorularınıza verdiğim cevaplarda sektörümüzün birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladım. Hem sektör profesyonellerimiz hem de yatırımcılarımızı ayrı ayrı değerlendirdiğimizde görüyoruz ki her biri tek başına büyük potansiyellere sahip kişi ve kuruluşlar. Ama hepsi kendi oluşturduğu ve doğru bildiği strateji üzerine hareket edenlerden oluşuyor. Bence en büyük yanlış bugüne kadar ortak akıl ve birlik içerisinde hareket etmiş olmamamızdır. Bu yanlışı ortadan kaldırdığınız takdirde dünyaya örmek olabilecek bir kültür turizm hareketini yaşayacağız.
-Türk turizmcisi neleri doğru uygularsa ezberleri bozar?
Her zaman dile getirdiğimiz gibi kültür ve turizm de çeşitlilik ve sürdürülebilirlik stratejisini uygulamaya koyduğumuz takdirde tüm ezberleri bozmuş olacağız.
-Kültür ve Turizm Bakanı'mızdan sektör neler bekliyor?
SayınMehmet Ersoy sektörümüzün avantajı; sahibi olduğu acentası ve otelleri ile Ttrizm sektörünün içinden gelen ve tüm sorun ve ihtiyaçlarımıza vakıf olan birisi olmasıdır.
Bize düşen ondan bir şey beklemek değil tüm imkanlarımızla kendisine destek olmaktır.
-Son olarak eklemek istedikleriniz görüş ve önerilerinizi nelerdir?
2018 yılının kültür ve turizm açısından başarılı geçmesi, 2023 hedeflerine ulaşabilmemiz için tüm paydaşlarımızla birlik halinde hareket ederek sektörümüzü dünya turizmimde ilk 5’e taşımak için çalışmak.