Türkiye’nin; İsrail’in son ırkçı kararına yönelik tavrı ve Filistin’e yönelik tutumu, İsrail’in bölgesel planlarının esas önleyicisi olarak okunmakta. Başka taraftan Türkiye; İran’a yönelik tavrını da, Amerikanvari yönlendirmeye mahkûm bırakmamakta. Türkiye ne diyor? Diyor ki; “İran bizim komşumuz ve müttefikimizdir.” Yani Biz İran’a yönelik planların içinde yokuz ve hatta bu planlara karşı koymayı da devreye sokabiliriz.
Dahası da var, Suriye!
Önümüzdeki günlerde Suriye’ye yönelik, Türkiye-Rusya-İran’ın tekrar bir zirvesi söz konusudur. Ve bu zirveye kadar Suriye’ye yönelik bir takım açık kalan sorular cevabını bulmak zorundadır. Neden mi? Çünkü zaten bu cevabı bulunamayan sorular üzerinden ABD-İsrail ikilisinin, üçlü paydaşlığı bölme çabası söz konusudur.
Ve elbette Erdoğan-Putin görüşmesi ve bu görüşün geçirildiği gün, hatta görüşmeye bir kaç saat kala Trump’ın asabi tweeti!
Gidişata bakarsak, bu tweeti Trump’a attıranın Mike Pence olduğu aşikârdır. İşin tuhaf tarafı, belki de cevap tarafı, rahibin ev hapsine çıktığı günden bir gün sonra bu hareketlenme neyin nesi oluyor? “Suni ortam germe” girişimi kimin için devreye girdi. Rahip ev hapsine çıkarıldı. Deliller incelendikten ve süreç sona geldikten sonra, belki gerçekten de rahibin günahsızlığı ortaya çıkacaktı. Ve hukuk süreci, bu ülkede herkes için aynı olduğu halde, Türkiye’ye hukuk çiğneme teklifi de neyin nesi oluyordu, bunu anlamak zor değildir! Diğer taraftan Türkiye hukuka göre rahibi salıverme kararı alırsa, bu kararın bu tehdit tweetlerinden etkilendiği de işlenebilir ileride. Bu tehditlerin zamanlaması ve neye hizmet ettiği daha da manidardır zannımca!
İleride Suriye’ye yönelik açık kalmış meselelere nokta konulması için gelişmeler vardır. Diğer taraftan ABD, F-35’lerle ilgili bir ileri bir geri adım atmakta. Bunun da tehdit olduğunu ve nedeninin de Rusya ve S-400’ler olduğunu, aşağı yukarı hepimiz gördük.
İsrail’in bölgesel planlarına ve Trump’ın “İsrail odaklı dış politika bakış açısına” ters gelen şey, Türkiye’nin tutumudur. Ve İsrail, ABD-Türkiye arasındaki gerilimin yüksek doza çıkmasından yanadır! Çünkü bu gerilim, “İsrail’in acilen yapmak istediği şeyin yapılmasına” hizmet edecektir. “Diplomatik kanalların kapanmasına” yön veren oyun, esasında İsrail’in nihai hedefidir. Suriye’de; Rusya-İran-Türkiye ittifakı bozulursa, bundan en büyük yarar sağlayacak olan İsrail ve ABD’dir.
Şimdi böyle bir durumda, bir tarafta Rusya ile ABD gerilimi, diğer taraftan ABD-İran gerilimi, şimdi de Türkiye-ABD gerilimi, tam da bu tablonun şeklini göstermektedir. İşte Suriye’de, Türkiye-Rusya-İran başarıya ulaşabilirse ve bunu ortam gerilmeden daha fazla yeni sorunlar çıkmadan yapılabilirse, "örneğin İran’ı karıştırma girişimlerine zemin oluşturmadan" varılabilir ise, büyük ölçüde İsrail planı bozulmuş olacaktır!