Refikimiz bir gazetenin dindar görünümlü bir yazarının 27 Şubat 2017 tarihli yazısı sosyal medyada dolaşmaya başlamış. Evvelki gün bana da gönderilen yazıyı yayınlandığı tarihte okuyunca üzerinde durmaya değmez diye düşünmüştüm.
Ama aradan aylar geçtikten sonra aynı yazının birileri tarafından sosyal medyada dolaşıma sokulması doğrusu beni rahatsız etti.
***
Temelbeyin avukatı değilim. Aksine farklı siyasi partilerde olduğumuz için siyaseten muhalifiyim. Hatta bu köşede siyasi duruşu ve söylemi üzerinden kendisini tenkit de ettim yine ederim.
Ama bu durum ona haksızlık etmeyi gerektirmez.
Kitabımız Kuran-ı Kerim, birilerine olan öfkemizin bizi adaletsizliğe sevk etmemesini ve adil olmamızı emretmektedir.
***
Bahse konu yazı Temel beyi ‘İngilizlerin iç güveyisi’ ve kraliçenin emirlerini yerine getiren bir ajan ilan etmiş. SP’nin başına da İngilizlerin geçirdiğini yazmış.
Bu iddiasına gerekçe olarak da Temel beyin Manchester Üniversitesi’nde okumuş olmasını göstermiş. İsrail Cumhurbaşkanı Chaim Weizman’ın da bu üniversitede okumuş olmasını ve günahlarını Temel beyin günahları gibi saymış.
28 Şubatsürecinde oğlu ve kızının bir şaklabanın tuzağına düşmüş olmasını da referandumda hayır demesini de İngiliz ajanlığına bağlamış.
Üslup ise evlere şenlik.
***
Evet Temel bey bir siyasi partinin genel başkanıdır ve eleştirilmesi gayet doğaldır. Ama eleştirinin de bir sınırı vardır.
Bu yazı da eleştiri olmayıp hakaret yazısı olmuş ve bildiğim kadarıyla da hakkında hakaret davası açılmıştır.
Gelelim Temel beye.
Temel beyi İstanbul’da dindar camianın saygın şahsiyetlerinden biri olarak yetmişli yıllardan beri tanırım. Milletvekilliği belediye başkanlığı dönemindeki asil duruşunu bilirim. Hatta belediye başkanı olduğunda Sivas’taki fuhuş yuvasını kapatmasını yayınladığım Yörünge dergisinde kapak yapmıştım.
Bugünkü siyasi duruşuna katılmam ama Temel beyin kişiliği ve dindarlığı konusunda da şüphe etmem.
Hele de Müslüman bir İngiliz hanımla evli olmasını İngilizlere iç güveyisi şeklinde lanse edilmesini hiç doğru bulmam. Çünkü müminleri kardeş yapan etnik köken değil imandır. Müminleri kavmiyle değerlendirmek ise bir cahiliye adetidir.
***
Temel beyin Manchester Üniversitesi’nde yüksek tahsil ve mastır yapmış olması da onun bir İngiliz ajanı olmasını gerektirmez.
Dinimiz ilmin müminin yitik malı olduğunu Çin’de bile olsa alınması gerektiğini emreder. Ben Temel beyin bir İngiliz okulunda okumasını bu emre ittiba olarak anlarım.
Çükü dinimiz hüsn-ü zannı emreder, müminleri kötü lakaplarla anmayı yasaklar.
İsrail cumhurbaşkanının aynı okuldan mezun olması da Temel beyi İngiliz ajanı yapmaz. Tıpkı terörist başı İstanbul Hukuk’ta okudu diye bu okulun mezunlarına terörist diyemeyeceğimiz gibi.
Hele de çocuklarının günahını -varsa tabii- babalarına yıkmak, neinsafla ne izanla ne insanlıkla ne hukukla ne de ahlakla ne de İslam’la bağdaşır.
***
Yazar güya Erbakan hocayı destekler gibi yapmış ama bu mantığıyla Alman üniversitesinde okumuş merhumu da Alman casusluğuyla suçlamış olduğunun farkında değildir.
Amacım kendisini hem savcı hem hakim hem infaz memuru yerine koyan yazarla polemik değildir.
Amacım Temel bey hakkındaki çirkin iddiasının bugünlerde sosyal medyada dolaşmasına Temel beyi tanıyan biri olarak tepki vermektir.
Evet Temel beyi siyasi duruşu sebebiyle ben de eleştiriyorum ama siyasi duruşunu eleştiriyorum. Ailesiyle, okuduğu okul ile çocukları ile uğraşıp belden aşağı vurmayı doğru bulmuyorum.
“Birilerine olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin, adil olun” (Maide,8)