Yeni Meclis’in ve partilerin gündeminde iki konu var. Af ve yerel seçimler. “Karşı ittifak” partileri af teklifine kategorik olarak karşı olduğu için konu hemen kapanıyor.
İttifak bahsinde ise CHP, HDP ve İP arasında yarı örtülü yürüyen bir paslaşma trafiği var. Açıklamalardan ve kulis bilgilerinden zeminin yeniden yoklandığını anlıyoruz. CHP ile HDP arasında Kılıçdaroğlu’nun tabiriyle “gönül ittifakı” denilen ve sandıkta tecelli etmesi umulan bir güç ve hedef birliği yapılacak gibi.
Tabii, Atatürkçü-ulusalcı olduğunu iddiasındaki CHP’den bazı yetkililerinin, PKK ile uyum-güdüm içinde olduğu kanlı bir süreç sonrasında iyice anlaşılan HDP ile ittifakı bir zaruret olarak görmesi; üstelik bu durumu “vatan kurtarmak için” diye gerekçelendirmesi ise vahimden öte.
Muharrem İnce ile umuda kapılan ve yine onunla büyük bir hayal kırıklığı yaşayan ve partiye küsen CHP tabanının bunu sandıkta nasıl yorumlayacağı merak konusu.
İP Genel Başkanı ise yeni sürece yine iddialı konuşarak başladı. Kısa süre önce benzer şekilde ihtirasla başlayıp hezimetle neticelenen akıbeti unutmuş görünüyor. Hal bu ki hezimeti hazmetmek, dağılan partiyi toparlamak ve toplu istifaları önlemek için istifa-rica piyesi için hem kendisi hem ekibi ne çok uğraşmış idi.
***
AK Parti ve MHP arasında ise 15 Temmuz gecesi önce tabanda, sonra tavanda oluşan, zorlu dönemeçlerde Türkiye için birlikte hareket etme pratiği edinen ve 24 Haziran’a mahsus olmak üzere hukuki bir zemine de taşınan bir birliktelik pratiği ve ruhu var.
Her iki parti de “Cumhur ruhu” diyebileceğimiz motivasyon kaynağını kaybetmek istemiyor. Lakin gündemdeki konular zorluyor.
İttifak konusunu yazmıştım. Çerçeve de içerik de değişmediği için yazı hala güncel: https://www.star.com.tr/yazar/ak-parti-mhp-ittifaki-3b-zaruret-mi-tercih-mi-yazi-1388855/
Diğeri ise MHP’nin Meclis’e sunduğu af teklifi. Daha doğrusu, tanımlı suçlarla ilgili bir defaya mahsus olmak üzere 5 yıllık ceza indirimi öngören yasa teklifi.
Teklife dair MHP’nin zemin yokladığı o ilk zamanlardan beri konu gündeme her geldiğinde ve AK Parti’den bir yetkiliye sorulduğunda “gündemimizde af yok” cevabı verildi. Her defasında.
Ama MHP geri çekilmedi, teklifini ete kemiğe, gerekçeye büründürerek yeniden gündeme taşıdı. Israr etti yani.
AK Parti’de ise tutum değişmedi. Şu söylendi: Gündemimizde af yok. Bu çok karmaşık bir konu. Üzerine çalışmak, mahkum ve ailesi kadar hem mağdur ve ailesinin hakkını hukukunu hem de toplumdaki adalet duygusunu korumak gerek. Haksız yargılamalarla ilgili itirazlar var ise, yargı sistemimizde bunu giderecek mekanizmalar var. Yine de detaylı bir çalışma yapar Genel Başkanımıza sunarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da başından itibaren devlete karşı işlenen suçlarla şahsa karşı işlenen suçlar ayrımını yapıyor ve “teklifi görmedim, arkadaşlar çalışsın değerlendiririz” diyor.
Teklifi görmese de ısrarı görüyor ve polemiğe izin vermiyor Cumhurbaşkanı.
Bahçeli de “teklifimiz başka, ittifak başka” diyerek polemik ihtimallerini sıfırlıyor.
***
Edindiğim izlenim ise şu yönde: Varsa haksız yargılama, hukuksuz bir tutukluluk ya da infaz, giderilmeli. Ancak, kapsamı ve bağlamı tartışma yaratan, vaka bazlı değil genellemelerle haksızlık yaratacak ve ceza indirimi derken cezasızlıkla eşitlenecek bir sonucun paydaşı olmak istenmiyor.
Cezaevlerini rahatlatalım derken toplumun huzurunu ve asayişini bozacak bir girişimin desteklenme ihtimali düşük. Belki kapsamın daraltılması ve belli bir takvime bağlanarak suça bulaşmış kişilerin topluma kazandırılma süreçleri işletilebilir, yaygınlaştırılabilir. Böyle bir çalışma sonrası mutabakat toplumla, sorumluluk Meclisle sağlanabilirse bir konuşma zemini oluşabilir.