24 Haziran seçimleri için son üç haftaya girildi. Kampanyalar son hızıyla devam ediyor. Biraz dış dünyanın seçimleri nasıl izlediğine bakalım istiyorum. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişinin engellerle karşılaşması elbette bekleniyordu ancak milletin tercihine karşın dış cepheden gelen itirazların bu kadar pervasız olacağı elbette tahmin edilmiyordu.
2012’den bu yana yaşanan süreçlerden biliyoruz aslında. Türkiye’deki siyasal ve toplumsal süreçlere dışarıdan müdahalelerden yorulmuyorlar, vazgeçmiyorlar dış cephenin figüranları.
İçerideki taşeronlara yapılan telkinler, onlarla olmazsa karanlık planların devreye konulması, koordineli terör saldırıları ve en sonunda darbe girişimleri. Oyunları bitmek bilmedi. Şimdi de başta Muharrem İnce olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olan isimler üzerine yatırım yapıyorlar. “Recep Tayyip Erdoğan gitsin, Ak Parti gitsin de, ne olursa olsun!” Bütün planları bu formülü hayata geçirmek üzere kuruyorlar. Muharrem İnce’ye diplomatların biri gidiyor, diğeri geliyor. Hatta haberlere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yargılanması konusu bile bu görüşmelerde ele alınıyor. Bu iddialar yalanlandı yalanlanmasına ama yıllardır ağızlarını “Yargılanacaksınız” saldırısıyla açanların bu güruha verdikleri destek göz önüne alınırsa bu yönde bir konuşmanın geçtiğine inanmak da pek imkansız görünmüyor.
Muharrem İnce’ye yükleniyor dış cepheciler. Diplomatı, siyasetçisi, gazetecisi ile İnce kumaşından kaftan kesebileceklerini sanıyorlar.
Uluslararası basını taradığınız zaman adaylarla ilgili çok sayıda haber çıktığına tanık oluyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaret manşetleri atılırken, Cumhurbaşkanı dışındaki adayların hepsi ile ilgili propaganda formatında analizlerin çıktığına tanık oluyoruz. Yabancı ajans ve basın yayın organlarının Türkçe servislerinin bir kısmı adeta bazı partilerin basın yayın servisleri gibi çalışıyor.
İnce’ye diplomatlar gruplar halinde gidip geliyorlar dedik ya.
Ve bu görüşmelerin ardından CHP’nin cumhurbaşkanlığı adayının hedefi Zeytindalı Harekatı’nın kahramanı Metin Temel Paşa oluyor birdenbire.
Türkiye’nin en kritik terörle mücadele operasyonuna imza atan generalinin apoletlerini sökecekmiş CHP adayı…
Kendi partisinin kurultaylarında, kendi partisinin delegelerinden alamadığı desteği meydan iftiralarıyla milletten alacağını sanıyor.
Taşıma suyla döndürmeye çalıştığı kampanya değirmeni, dış cephe kontrolünde olunca böyle duvara tosluyor işte…
Konuştukça batıyor.