Siyasal hareketler 27 Mayıs 1960'dan 1968'de başlayan gençlik eylemlerine kadar durdu; faili meçhul bir tek cinayete bile rastlanmadı. Bu da tabii, siyasi eylemlerle faili meçhul cinayetler arasındaki ilişkiyi somut bir biçimde ortaya koyuyordu. Olayların başlama vuruşunu, ABD emperyalizmine gittikçe artan tepkiler yaptı. ABD 6. Filosunun Türk limanlarını ziyaret etmesiyle başlayan protestolar, toplu yürüyüşlerin hemen ardından Vedat Demircioğlu'nun öldürülmesiyle, yeni bir dönemin kapısını ardına kadar açıyordu. Polisin İTÜ Gümüşsuyu Yurdu'na düzenlediği bir baskın sırasında Demircioğlu binanın ikinci katından aşağı atıldı. Hastanede can verdi. Polisin cenazeyi gizlice Konya'ya, Demircioğlu'nun doğup büyüdüğü kente gönderdiği haberi duyulunca, öğrenciler o saat şiddet eylemlerine girişti ve 25 polis yaralandı, 47 öğrenci tutuklandı.
Bu yıllarda toplum sağ-sol olarak hızla kamplaştı. Böylece de kaçınılmaz olarak şiddet sokağa taşındı. Sağ-sol çatışması 1969 yılının başında, ‘Kanlı Pazar’ olayıyla gündeme oturdu. Şubat 1969'da 6. Filoyu protesto eylemleri artık gündelik olaylardan sayılıyordu.
‘Emperyalizm ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü’ 16 Şubat 1969'da yapıldı. O gün 76 kitle örgütü bir araya gelmişti. Anlatılanlara göre sağ örgütler polisin de desteğiyle, yürüyenlere saldırdı. Bombalar patladı, bıçaklı adamlar, herkese saldırdı. Saldırının bilançosu şöyleydi: Duran Erdoğan ve Turgut Aytaç öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Gazetelerde yayınlanan fotoğraflarda, bir polis memuru, Aytaç'ın öldürülüşünü izlerken görülüyordu. Elinde bıçakla cinayeti izleyen kişinin Belediye Zabıta Memuru Seyit Atmaca olduğu açıklandı ve Atmaca ilk sorgusundan sonra tutuklandı. Başka kimse ne yakalandı ne de gözaltına alındı. Kanlı Pazar dosyası da rafa kaldırıldı.
O günden sonra faili meçhul cinayetler günlük hayatın bir parçası oldu; 70’li yılların başında ortalık toz dumandı. Kimin kimi neden vurduğu anlaşılamıyordu bile. Döneme damgasını vuran örgütlerin başında "Komandolar" geliyordu. CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ) adlı siyasi partinin resmi yayın organı "Hareket" dergisine göre Komando Kamplarında gün duayla başlıyor ve iki saat beden eğitimiyle sürüyordu. Komandolar boks ve judoda, uzmanlarca eğitiliyordu. Öğle yemeğinden sonra, örneğin Komünizm karşısında Milliyetçilik gibi dersler başlıyordu. Silahlı eğitim söylentisi yaygındı. Parti bunları yalanlıyordu. Eğitim gören genç sayısı hiç açıklanmadı; tahminler öne sürüldü. Kamplarda kimine göre 3-5 yüz kimine göre de 5 bin kişi eğitim görüyordu. Komandoların ilk şiddet hareketi 1 Aralık 1968'de Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Yurdu’nun basılmasıdır…
(Yarın: 12 Mart'tan 12 Eylül'e)