Dizi tarihinde bir ilki gerçekleştiren, hem de bunu büyük bir başarıyla yapan, her bölümde bizi hem korkutan hem meraklandıran, heyecanlandıran ilk instagram korku dizisi Eşik’in ekibiyle dizi hakkında bilinmeyenleri, bundan sonra bizi nelerin beklediğini konuştuk.
Yönetmen ve senarist Erdoğan Eyrik ve Seyithan Kartal ile birlikte başrol oyuncuları Erkan Çelik ve yapım şirketinden Burçak Ilıman ile bir araya geldik. “Sadece bir başlangıç” dedikleri Eşik’i ve fazlasını anlattılar. Keyifli okumalar...
- Proje nasıl oluştu, bu farklılığın sebebi neydi?
Erdoğan Eyrik: Çağın artık daha hızlı olması, insanların çabuk tüketiyor oluşu gibi hadiseler yüzünden böyle bir karar aldık. Farklı bir şey yapmak istedik ve başladık.
Seyithan Kartal: Her şeyden önce temel amacımız, olmayan bir şey yapmaktı. Zor olan 59 saniyeye bir şeyler sığdırmaktı. Bunu daha önce deneyen bir proje olmuş ama başarılı olamamıştı, biz başaracağız dedik ve başladık.
- Daha önce başarısız olmuş veya hiç denenmemiş işlerin riski de büyük olur.
DİJİTAL ÇAĞ DİZİLERİ DE DEĞİŞTİRDİ
S. K.: Biz öncelikle kendi profesyonelliğimize güvendik. İşe tüm riskleri göze alarak girdik.
Burçak Ilıman: Dijital dünyada her şey çok çabuk gelişiyor. Youtube dizileri inanılmaz izlenmeye başladı. Puhu TV, Netflix aşırı rağbet görüyor. İnsanlar evlerindeki tv aboneliklerini iptal ettirmeye başladı. Bu zamanda insanlar her şeye kolay ulaşmak istiyor. Bu proje iki yapım şirketini bir araya getirdi. 59 saniyede bir şeyler anlatabilmek bir matematik işiydi ve biz bunu yaptık. Erdoğan Bey güzel bir senaryo yazdı ve Seyithan Bey ile beraber de bunu hayata geçirdiler. Bu bir riskti evet ama çok güzel geri dönüşler aldık.
- Erkan, senin bu projeyi kabul etme sebebin ne oldu?
Erkan Çelik: Kabul etmeme gibi bir lüksüm yoktu çünkü iş Erdoğan Bey’den geldi. Projeyi anlattığında çok heyecanlandım. Hikayenin akıcılığı ve içeriği de çok hoşuma gitti.
- Senaryo nasıl oluştu. Şu an çekimler nasıl gidiyor?
E. E.: 10 bölüm sürecek dizimizin çekimlerini tamamladık. Senaryoyu yazmak uzun metraj bir senaryo yazmaktan çok daha zordu. Yazarken de çekerken de montajlarken de bizi zorladı.
- Peki, 10 bölüm olarak mı kalacak? Bu bir sezon finali mi?
E. E.: Aslında 10’uncu bölümde final yapıyoruz ama bu taleplere göre değişebilir. Belki farklı bir mecraya geçilir, belki başka bir sezon gelir, belki bir sinema filmi projesine dönüşür. Şu an net bir karar vermedik. Bittiğinde kendi aramızda konuşacağız.
- Youtube’a geçme fikrine nasıl bakıyorsunuz?
E. E.: Aslında çok daha rahatlarız. Bizim amacımız bir ilki gerçekleştirerek ses getirmekti ve bunu yaptık. Bundan sonra şartlar rotamızı belirlememize yardımcı olacak.
B. I.: Sektörde şu an çok fazla kirlilik var. Başka bir iş için biryere görüşmeye gittim ve orada çekilen bir Youtube dizisini gösterdiler. Korkunçtu. İşi hiç bilmeyen bir çocuğun eline kamera ver, belki çok daha iyi çeker. Biz her adımımızı bilinçli olarak attık.
S. K.: Belki son bölüm için Youtube’da bir sürpriz yapabiliriz. Bunun için çok fazla mesaj alıyoruz. Belki de proje bittikten sonra başka projeyle Youtube’a geçeriz.
- Yıllardır konuşulan bir konu Türk Korku sineması… Takipçisi çok olduğu gibi beğenmeyeni, eleştireni de çok. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
S. K.: 5 yıl öncesine baktığımızda aslında şu an büyük bir gelişme var. Sadece hikayeler hep sabit bir konu üzerinden ilerliyor. Türkleri hayaletlerle, Amerikan efsaneleriyle korkutamayız bu noktada mecburen yıllardır senaryolarda cinler kullanılıyor.
E. Ç.: Yorumlarda inşallah ilerleyen bölümlerde cinler periler görmeyiz diye çok mesaj alıyoruz. Cinli perili bir hikaye yaptığımızda yine sıradanlaşacaktık. Bir ilki yapmışken neredeyse her alanda o ilkleri yapmak istedik.
E. E.: Klişelerden uzak durmaya çalıştık. İnsanlar kendi alt kültürlerindeki efsanelerle korkutmaya çalışılır. Biz biraz daha psikolojik korku öğelerini kullanarak bir şey yapmaya çalıştık. İnsanlar artık cinli korku filmlerinden bıktı.
PSİKOLOJİK KORKU ÖĞELERİNİ KULLANARAK YENİ BİR ŞEY YAPMAYA ÇALIŞTIK. İNSANLAR ARTIK CİNLİ KORKU FİLMLERİNDEN BIKTI.
DİJİTAL DÜNYADA HER ŞEY ÇOK HIZLI GELİŞİYOR VE TÜKENİYOR. O NEDENLE UZATMADAN, 59 SANİYEDE DERDİMİZİ ANLATIYORUZ.
Maddi kaygımız yok, başarı kaygımız var
- Üst üste korku filmi yaptın. Senin tercihin miydi?
E. Ç.: Tamamen tesadüf. Bu dizideki karakterimde kendimi daha iyi ifade edebiliyorum. Eşini kaybetmiş, kendini hayattan soyutlamış biri ve görüştüğü tek insan, bahçıvanı Kasım. Böyle bir olay yaşasaydım muhtemelen sonunda ben de öyle olurdum.
- Karaktere nasıl hazırlandın?
E. Ç.: Ben ilk defa bir projeye hazırlanmadan girdim. Okudum, ve ‘bu benim’ dedim.
- Çekimler nasıl geçti?
E. Ç.: Güzel ve zorlu. Gece çekimlerinde köyün birinde elektrikler gitti, yangın çıktı. Bu gibi olaylar bizi tabii ki ürküttü ama onun dışında çok fazla eğlendik. Birbirimize çok inandık ve güvendik. Bu işi başarmak zorundaydık. Maddi kaygımız yok, başarı kaygımız vardı.
- Bu arada gündeminde başka projeler var mı?
E. Ç.: Benim bir prodüksiyon şirketim var. Kamerayla yapılacak her işi yapıyorum aslında. Buradan çıkıp bir sinema filmi sözleşmesi imzalamaya gideceğim. Çok güçlü bir ekip hatta bir Hollywood oyuncusu da burada olacak.
S.K.: Ben genelde reklam filmi yönetmenliği yapıyorum. Görüştüğüm bazı projeler var ama şu an tüm enerjimizi Eşik’e verdik.
Erkan Çelik: Size kilit bir şey de söyleyeyim, bu ekip bu yola sadece bir projeyle çıkmadı. Bunun dışında çok daha büyük bir mecrada bir projemiz daha var. Türkiye standartları dışında yapılacak bir iş ve yakın zamanda izleyici karşısına çıkacağız.