Diplomatik listeye almadığı ve Türk makamlarına bildirmediği İstanbul konsolosluğunda görevli irtibat memuru Metin Topuz’un 17/25 Aralık yargı darbesine katılan polis ve savcılarla bağlantısı tespit edildiği için casusluktan tutuklanması ABD’yi öfkelendirdi.
21 Eylül’decumhurbaşkanımızla görüştükten sonra“İki ülkenin hiç olmadığı kadar yakın”laştığını söyleyen Trump, bu öfke ile vize hizmetlerini askıya alarak ülkesini Türkiye’den hiç olmadığı kadar uzaklaştırdı.
***
Gerekçesi, Türkiye’deki misyon tesis ve personelinin güvenliğiyle ilgili taahhütlerin yerine getirilmemesiymiş.
Tam ‘tut kelin perçeminden’ misali.
Tesislerinin güvenliğinden söz etmenin ne denli komik olduğunu anlamanız için elçilik ve konsolosluk binalarını dışarıdan görmeniz yeter.
Her biri bir kale gibi.
Elçilik binası olsun konsolosluk binaları olsun hepsi başbakanlık binalarından daha korunaklılar. Personelin güvenliğinin de binalardan farkı yok.
Geçen sene bırakın elçiliğe saldırmayı elçilik yakınında havaya ateş edeni (Aralık, 2016) bile Türk polisi anında yakalarken, elçiliği koruyan Türk güvenlik görevlisi bombalı saldırıda hayatından olurken (2013, Şubat) Türkiye daha ne yapacaktı?
***
Aslında meselenin ABD misyon tesislerinin ve personelinin güvenliğiyle alakası yok.
Asıl mesele Türkiye artık ABD’den talimat kabul etmiyor!
Türkiyeartık kendi kararını kendisi verecek güç, dirayet ve kararlılık sahibi bir yönetime sahip.
Bu yönetim ABD senaryolarını birer birer işlemez hale getiriyor. ABD’nin karizması çiziliyor.
Asıl sıkıntı burada.
***
Türkiye’yi bu güce kavuşturan cumhurbaşkanımızın, 7 Şubat 2012’de, 17/25 Aralık 2013’te ve 15 Temmuz 2016’da kurulan bütün tuzaklardan kurtulması ABD’yi huzursuz ediyor!
Kuzey Suriye’deoluşturmak istediği koridorun Fırat Kalkanı’yla akamete uğraması, Suriye konusunda masada yer alamayışı, IKBY’nin referandumunun reddedilmesi, Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, S400 füzeleri, İdlib operasyonu ve silah dâhil her türlü desteği verdiği terör örgütü PYD kontrolündeki Afrin’e yapılması muhtemel operasyonlar ABD’yi çıldırtıyor.
Onun için böyle akıl ve mantık dışı bir kararla vize yasağı getiriyor.
ABDhem darbenin beynini himaye ederek, hem darbecilerle irtibat sağlayan gayri resmi personelini savunarak suçüstü yakalanmıştır.
Bu durum cürmü meşhut (suçüstü) halinde yakalanan suçlunun ‘Ben kimim biliyor musun?!’ demesi gibi bir şeydir.
***
Türkiye böylece pes edecek zannettiler.
Türkiye pes etmek yerine ABD’lilerin vize başvurularını askıya alarak misliyle cevap verdi.
İyi mi oldu?
Elbette ki iyi olmadı ama hukukumuzu ve onurunuzu korumak, milli güvenliğimizi temin etmek ve de suçluyu ikaz etmek için bazı riskleri göze almanız gerekir.
Benim şahsi kanaatim ABD’nin çok geçmeden bu kararından rücu edeceği istikametinde.
Temel felsefesi pragmatizm olan ABD, Türkiye olmadan bölgede at oynatamayacağını bilir. Hele de Rusya ve İran ile ortaklık kuracak bir Türkiye’nin ABD’ye nelere mal olacağını çok iyi bilir.
TAZİYE:
İNNALİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN
(Şüphesiz Allah’dan geldik ve elbette ki O’na döneceğiz.)
Yetmişli yıllarda MSP İl Binasında büro amirliği yaparken birlikte çalıştığımız,MSP İstanbul İl Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi A. Zeki Çamlı ağabey de Hakk’a yürüdü. Rabbim merhuma rahmetiyle muamele buyursun, yakınlarına sabr-ı cemil ecr-i azım ihsan eylesin.