Bize ırs-i peder ne servet ü ne câh kalmıştır..
Şu’ûn-ı hikmete karşı bir eyva’llâh kalmıştır..
Babamızdan miras büyük bir servet yahut makam kalmadı bize. Ama bütün bunlardan daha kıymetli, Hakk’ın hikmet tecellilerine karşı elimizde bir Eyva’llah kalmıştır.(Demiş Sultan Veled) Benim de sıkça kullandığım “Eyva’llah”ı duyunca ‘Bayburtlu Yusuf’tan bu beyt döküldü dudaklarımdan. Hem “Eyva’llah’ı yok” kimseye Yusuf’un hem de “Eyvallah diye karşılar güzellikleri olduğu gibi kötülükleri de.
***
Vay gidi Yusuf.
O tek kelimeyle nasıl yazdın koskoca bir destanı bir kaç saniyede ya hû..
Yusuf’a bakınca kendimi düşündüm bir an.
Ben de sıkışırım bazen. Kelimeler kifayetsiz gelir. İşte o zaman sarılırım ipine “Eyva’llah”ın.
O eyva’llah ki bazen can simidi olur batmaktayken suyun dibine, bazen su olur kurumuş dudaklarıma çölün ortasına.
Çünkü bize kalan tek miras bu. Hakk’tan geleni “Eyva’llah” ile karşılamak.
***
Yusuf’un önüne çıkan o kibir budalası kadının bir sebebi yok mu?
O istihza ile kaydettiği videoyu sosyal ağlara koyarken, küçük gördüğü Yusuf’un bir kaç saat içinde kendisini de yutacak bir deve dönüşebileceğini bilse hiç yapar mıydı?
Çok kızdık değil mi o oturduğu kibir kulesinde enaniyet saltanatı süren kadına.
Biliyor musunuz peki ismi ne? Yusuf’u biliyor musunuz peki?
Kimse bilmez Adnan Menderes’in ipini çeken celladın adını.
Tarihe Menderes geçmiştir.
***
Yusuf’un giderken söylediği o son “Eyva’llah” var ya.
İşte o sadece Hakk’tan geleni tevekkülle kabullenişin “Eyva’llah”ı değildi.
Neydi biliyor musunuz?
Aynı günün gecesine bir erken “Eyva’llah”tı. O an bilmiyordu ama bir anına dünyaları vereceği Recep Tayyip Erdoğan, o gece alnından öpecekti onu.
Ona bu tuzağı kuran kibirli kadının yöneticisi olduğu parti tarafından bile “biz tanımıyoruz böyle birini” dedikleri sırada, bütün Türkiye Yusuf’u konuşuyordu.
O eyva’llah işte buydu.
Allah’tan rızk isterken sofralarına konan kudret helvası ve bıldırcın etine hamdetmeyip ‘bu sofrada soğan, sarmısak yok’ diyenlerin anlayabileceği bir şey değildir bu.
***
Biz Eyva’llah diyerek çıktık yola.
Yolda gördüklerimizi “Eyva’llah” diye karşıladık.
Her türlü kötülüğe “Eyva’llah” çektik.
Gelen geldi “Eyva’llah”ıyla gidene de kimse dur demedi.
Yusuf şöyle bir döndü baktı ya “Eyva’llah abla” demeden önce.
Hepimiz döndük baktık bir kaç saniye.
Yusuf çıktı ya bahçe kapısından dışarı.
Kimse kalmadı işte o zaman o bahçede.
Eyva’llah...