Türkiye’nin bağımsızlığı, uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm meşru hakları, egemenlik zeminli tüm kararları tartışılmazdır, NOKTA
Amerikan emperyalizmi, bizi, özellikle 15 Temmuz işgal amaçlı saldırıyı püskürtmemizden bu yana, “başkaldıran devlet” olarak görebilir, çok da fi-fi…
Öyleyiz.
Müslümanın temizi isyankar olanıdır. Eh, buna bir de Gazi Mustafa Kemal liderliğinde yedi düveli denize dökmüş dedelerin bıraktığı kutsal mirası ekleyin, ne olacaktık?..
Biliyoruz. Yakında bizi, “haydut devlet” diye yaftalayacaklar.
Tutmaz. Erdoğan’ın ilan ettiği “adalet reformu” başlangıçtır, devamında tabii ki demokrasimizin olgunlaşması için gereken tüm adımları millet olarak atacağız.
Bunları Avrupa istedi diye değil, biz yapacağız.
Bu konuda dünyaya tek sözümüz var, dinlerler, dinlemezler hiç fark etmez: PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İTTİFAK KURMUŞ, BAYRAĞINI TERÖRİST BAYRAĞININ, ASKERİNİ TERÖRİSTİN YANINA YERLEŞTİRMİŞ HER DEVLET HAYDUTTUR, KİMSEYE DERS VEREMEZ.
Anlamıyorlar, bir kez daha aktaralım:
Türk hava sahasının savunması için gerekli S-400’ler normal süresinde gelecek.
Irak-Suriye hattında bir terör devleti kurulamayacak.
Doğu Akdeniz’de helal varlıklarımıza uzanan eli keseceğiz.
Doğu Akdeniz’de haklar ilan edilmeli…
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Türkiye’nin siyaset, akademi ve diplomaside seçkin isimlerine ev sahipliği yapmış Özel Salonu’nda bir araya geldik, Doğu Akdeniz’deki emperyalist kuşatmayı konuştuk. Toplantıyı fevkalade yöneten meslektaşım Muharrem Sarıkaya konuşmaları güzel özetlemiş, bakın.¹
Açılış konuşmasını sivil-akademik kimliğiyle yapan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın akıl yüklü detaylarla dolu konuşmasından ortaya çıkan tablo özetle şudur: Akdeniz’e en uzun kıyısı olan Türkiye’ye, bölgede en küçük ekonomik alan bırakılmaya çalışılıyor, bu da, Türkiye’nin emperyalist kuşatmayla karşılaşmasına neden oluyor.
Günü geldiğinde savaşacağız, çare yok. Ama toplantıdan ortaya çıkan öncü karar, Türkiye’nin bir an önce Münhasır Ekonomik Bölge açıklamasını yaparak haklarını kayıt altına almasıdır.
“Bun yapmadığımız sürece Türkiye, dünyaca, kağıt üzerinde kabul edilmeyen haklarını askerini kullanarak savunan bir haydut devlet olarak algılatılacaktır” dedi Yaycı, haklıdır.
Vatansever amirale saygı…
Yaycı, konuşmasının bir yerinde, (E) Oramiral Eşref Uğur Yiğit’i anmadan edemedi. Ben de anmadan geçmeyeceğim, dün gibi hatırlıyorum, 2009 yılında görevi devralırken Doğu Akdeniz’e dikkat çeken ilk isimdir. Konuşmasında Türk donanmasının ana görevinin Avrasya enerji havzasından batıya yönelen denizyollarını, özellikle Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölge haklarımızı savunmak olduğunu vurgulamıştı.
Vatansever silah arkadaşlarının emperyalist plan doğrultusunda FETÖ kumpaslarıyla cezaevine girmesine isyan edip dönemin genelkurmay başkanı Işık Koşaner ile birlikte 2011’de istifa ederken de şu çığlığı yankılanmıştı: Sürekli hedef alınmamız ve yıpratılmamız tesadüf değil! Süreç iyi tahlil edilmeli. Size son emrim Atatürk ilkeleri doğrultusunda çalışın.
Yaşanılanlar Amiral’i haklı çıkardı.
FETÖ’nün Deniz ve Hava Kuvvetleri’ni felç etme emrini aldığı emperyalistlerin bugünkü Doğu Akdeniz kuşatması bunun açık örneğidir.
15 Temmuz’da başarılı olsalardı, demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni “ılımlı İslam” devletine çevirmiş, Ankara’ya oturtulmuş bir dindar(!) hainin emriyle de Türkiye, Antalya ve İskenderun limanlarına sıkıştırılmış olacaktı…
Yiğit’in o çığlığı önemliydi, iyi kulak verseydik, belki de yaşadığımız acılar ve zorlukların önünü almış olacaktık, neyse, millet büyüktür, bu devlette su yatağını eninde sonunda bulur…
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2479645-mahmut-sevket-pasa-mantigiyla-bakilirsa