Sözcü gazetesine dönük operasyonu, ‘basın hürriyetine darbe’ olarak gören bazı yazarlar var.. Okumuş yahut TV programlarında izlemişsinizdir.. “Sözcü’den de FETÖ çıkarsa kapatalım dükkanı gidelim” demeye başladılar. Hatta bazı arkadaşlar,“bu konuda en vicdanlı yazıyı şu yazdı bu yazdı” diyerek, geri kalan herkesin Sözcü’ye operasyonu alkışladığını ima ediyor.. Dahası kim bilir, bu ‘konjonktürel Sözcü savunucuları’ arasında, soruşturmayı başlatan savcının, tanıklığına başvurduğu bazı isimler bile olabilir.. Benim açımdan önemli değil.. Gün geldi televizyon ekranlarında, Sözcü gazetesinin kapatılması gerektiğini söyleyenler oldu.. O gün de bunun saçma sapan bir yaklaşım olduğunu söyledim.. Bugün de, “Herkes tamam bir Sözcü mü kaldı?” diyenlerin bu argümanlarının saçma sapan olduğunu söylüyorum.. Sözcü’yü yok etmek doğru olmadığı gibi, FETÖ tezleriyle yaptığı yayınların hesabını sormamak da yanlış olur.. 7 Şubat rezilliğinden MİT TIR'larına, Uludere trajedisinden Gezi’ye, 17/25 Aralık darbe girişiminden Rus uçağına kadar buz gibi FETÖ tertibi olan bütün operasyonlara Sözcü sahip çıkmış mıdır, çıkmamış mıdır?.. Ayakkabı kutusu, yasadışı dinlemeler, montaj kasetler, Halkbank ve diğer tüm FETÖ’cü operasyonlar, SÖZCÜ marifetiyle Kemalist kesime pazarlanmış mıdır, pazarlanmamış mıdır?.. Diyor ki bazıları, “..E Doğan Grubu da yapmadı mı aynısını?” Yapmaz mı, çok daha beterini yaptı.. Yasadışı yollarla elde edilmiş dinlemeleri, FETÖ stüdyolarından çıkmış montaj-kurgu kasetleri, CHP grup toplantısı üzerinden CnnTurk’te yayınladı Doğan Grubu... Bin defa yazdık... Bugün FETÖ örgütünün en azılı isimleri olduğu ortaya çıkan eski polis şefleri Taha Akyol’un programlarında, FETÖ’cü tertibin operasyonlarını, yolsuzluk operasyonu gibi savundu.. Aksi düşünülebilir mi?.. Savcı aynı suçlamadan Sözcü’ye dava açıyor da Hürriyet’e açmıyorsa, Burak Akbay’a gözaltı kararı çıkarıyor da Aydın Doğan’ı görmezden geliyorsa, bunu o savcıya sorarlar elbette.. Arkadaş.. Bırakın bir soruşturulsun şu işler.. Can Dündar’ın yaptığı haberi, gönül rahatlığı içinde ‘vatana ihanet’ diye sunarken, Nevşin Mengü’nün ekrandan alınmasını alkışlarken, Sözcü söz konusu olduğunda bu kadar net bir karşı duruş, bana biraz çelişkili geliyor..
MKYK kırgınlıkları!
AK Parti’de yeni döneme dair, cılız da olsa itirazlar vardı... Bazı isimler, öyle garip tepkiler verdi ki, insan ister istemez, “..acaba Erdoğan’ı yeteri kadar ‘Reisçi’ bulmuyorlar mı?..” diye sormaktan kendini alamıyor... MKYK’da yer bulan isimlerden bazıları hakkında oluşan farklı kanaatler bu tabloya ol açtı... Kimileri bu listeyle birlikte AK Parti hakkında kesin hüküm sahibi olmuş durumda.. Kimileri ise son bir şans olarak kabine revizyonunu bekliyor.. Orada da umduklarını bulamazlarsa tamamen muhalefete başlayacaklar.. Değerli dostlar, durumu arz edeyim.. Bu garip çıkışlarda bulunan tiplerin, Erdoğan siyaseti hakkında gram fikri yok.. Eğer sahiden 1991’den beri Erdoğan’ı takip edebilmiş olsalardı,(gazeteci olarak ya da partili olarak fark etmez) bu MKYK’yı hiç de şaşırtıcı bulmazlardı.. Sizi detaylarda boğacak değilim.. Sadece tek bir hatırlatma yapayım.. AK Parti kurulduğu 2001 Ağustos’tan bu yana yolda çok adam döktü.. Çürük patatesler teker teker atıldı sepetten.Ama bakın bakalım hiç AK Parti içinden muhalif hareket çıkmış mı?.. Trenden inen, indiği istasyonda kalmış.. Bu gerçeklikle bakın bir kez daha listeye..