Rus Çarı 1881'de bir suikaste kurban gidince Slav hayranı oğlu Çar III. Alexander gerek devletin gerekse de Rus toplumunun bütün gücünü etnik ve dini azınlıklar üzerine saldı. Hele de Yahudiler, Rusya'nın askeri ve ekonomik başarısızlıklarının günah keçisi ilan edildi ve 1882 yılında ünlü Mayıs Yasaları çıktı. Bu yasalarla yeni Çar, Rus köylüsünün Yahudileri topraklarından atma ve o topraklara yerleşme hakkını veriyordu. Bunun üzerine Yahudiler, Batı Avrupa çevresindeki bölgelere, ABD ve ta Güney Afrika’ya göç etti. Daha az sayıda Yahudi'yse Filistin'e attı kapağı. Yaklaşık iki buçuk milyon Yahudi, 1882'yle 1914 yılları arasında Rusya ve Doğu Avrupa'yı terk etti ve 1903 yılında bunların yaklaşık 25 bini Filistin kıyılarına ulaştı. İlk gelenler Bilu'im ile Choevei Zion adlı gruplardı. Bunlar Rus kentleriyle kasabalarında kurulmuş küçük derneklerdi.
Semlinli Haham Judah Alkalai 1845 yılında yayınladığı Minhat Yehuda adlı eserinde Yahudilerin nihai kurtuluşunu mesihin müdahalesine bağlıyorsa da önce "seçilmiş insanların (Yahudilerin)" vaat edilmiş topraklara gitmeleri gereği üzerinde duruyordu. Buraya göç edenler bir tür temsilciler meclisi şemsiyesinin altında örgütlenmeliydi. Derken 1857'de bağımsız bir Yahudi devletinin kurulması çağrısında bulundu.
Theodor Herzl 1896 yılında kendi manifestosu olan Yahudi Devleti (Der Judenstaat) adlı eserini yazdığında, Yahudilerin dini olmaktan öte ulusal bir topluluk olması gerektiğini vurguluyordu. Bu fikre karşı çıkanlar, siyasi değil sadece dinsel nitelikli bir devletin yöredeki Araplarla huzur içinde yaşamanın tek yolu olduğunu savunuyorladı.
Bununla birlikte siyaset tabanlı bir hareket olan Siyonizme kimse pek karşı değildi. Haham Avraham Kook (1865-1935) laik, siyasi Siyonizmle Ortodoks Yahudiliği bağdaştırma konusunu gündemde sürekli olarak tuttu. Kook siyasi Siyonistlerin büyük bir enerjinin taşıyıcısı olduğunu ve bu enerjinin Mesih'in gücüne güç katacağına inanmıştı. Bu arada bölgede çoktan yerleşik düzene geçmiş Arap halkına ne olacağı kimsenin umurunda değildi.
Theodor Herzl yıllar önce Osmanlı Sultanı Abdülhamid Han'ın huzuruna çıkarak Filistin topraklarını 5 milyon altına satın almak istediklerini söylemişti. Bu tarihte Osmanlı'nın toplam dış borcu 4 milyon altındı! Herzl'in önerdiği para Osmanlı Devletini çok rahatlatacaktı. Ancak Abdülhamid Han, Herzl'le bu görüşmeyi sağlamak için araya birçok devlet adamı ve büyükelçi girince merak edip araştırmış ve Herzl'in de Siyonizmin de amaçlarının ne olduğunu öğrenmişti. İslam'ın Halifesi olarak bu toprakları değil beş, 500 milyon altına bile satamazdı; öyle de yaptı! Herzl'i eli boş gönderdiği an çok büyük bir düşman edindiğinin bilincinde miydi acaba! Dahası saltanatına son noktanın konulduğunu da anlamış mıydı?