CHP'nin dört aydır sürdürdüğü iç savaş çıkarlı, kan dökülürlü söyleminin yerinde bir anda pozitif yeller esince herkes gibi ben de meraklandım.
Taktik değişikliği fazla hızlıydı, "sandıktan korkmayalım, ülkeyi iç savaşla tehdit etmeyelim, AYM'ye gitmekten vazgeçelim" aklının CHP'ye ait olmadığı açıktı.
Peki bu taşıma akıl kimindi, CHP'ye ait olmayan aklı CHP'ye ekleme fikri kimindi?
Aklın Şilili yönetmen Pablo Larrain'in "No" filmine ait olduğu anlaşıldı. (Film Pinochet’nin 1988'de kaybettiği referandumu ve reklamcı René Saavedra'nin halka "umut" pazarlamasını anlatıyor.)
Şilili reklamcının yöntemini Türkiye'ye transfer etme fikri kime ait peki?
Kampanyayı HDP yürütüyor olsaydı Sırrı Süreyya Önder derdim.
CHP'deki "sahip" henüz ortaya çıkmadı ama sistem değişikliği fikrini zehirleme kampanyasının 2013'te nasıl ve kimlerce başlatıldığı ortada.
Kim bilir belki de fikir Önder'indir.
Belki CHP'nin kampanyası 7 Haziran öncesinde HDP'nin başlattığı "seni başkan yaptırmayacağız" kampanyasının devamıdır.
Nitekim Ekim 2015'te (PKK hendek terörüne başladıktan üç ay sonra) bir panelde soruluyor Demirtaş'a, "No filmini izlediniz mi" diye.
O da "izlemedim ama şu an filmi bizzat çekiyoruz" diyor.
Eğlenceyle başlayan filmin devamı PKK ve FETÖ tarafından kanla getirildiği için belki de rol değişimine ihtiyaç duyulmuş, ihale CHP'ye kalmıştır, kim bilir.
Şili'ye değil Şile'ye gitseydin!
Başbakan Yıldırımdün grup toplantısında CHP'nin 'No' apartmasıüzerine esprili bir eleştiri getirdi. Son derece yerindeydi: "Adamlar bir film yapmış, CHP de bundan medet umuyor. Yıllarca halka güvenmediniz, seçkin takıldınız ama hani halkı esas alacaktınız? Şili'ye kadar uzanacağınıza Şile'ye gitseydiniz! Bir kahvede otursaydınız, size öğretirlerdi. Kafa bu ülkeye yabancı, bu halkın aklına, irfanına güvenmiyor."
No filmi Evet'e yarar!
CHP yatırımını Şili'den transfer bir yönteme yapıyor ama "No" filmi "Hayır" getirmez.
Şili'deki gerçekliğin, Pinochet üzerinden kurulan hayır'ın Türkiye'deki gerçekle alakası yok çünkü. Bilakis tersinden Evet söylemine katkısı var.
Kıyaslayalım:Film, kapitalizmin tüketim ürünlerini Hollywood taklidiyle satmaya çalışan bir reklamcının kampanya kurgusu üzerine. Şili'yi darbeci general yönetmekte. Devlet terör estirmekte. Yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik gırla gitmekte. Referandum uluslararası kamuoyunun baskısıyla yapılmakta. Pinochet Meclisi feshetmek istemekte. Vesaire.
Türkiye'de ise sistem sivillere daha çok açılmakta. Erdoğan girdiği tüm seçimleri kazanmış bir siyasi. Türkiye'nin Erdoğan'a itimadı aldığı oyu aşmakta. Cumhurbaşkanlığına dün sayılır, 2014 yazında "ilk kez halk oyuyla" ve ilk turda yüzde 52 oyla seçildi. Yabancı istihbaratların, terör örgütlerinin ve ekonomik siyasi medyatik küresel güçlerin hedefi oldu. Referandum Meclis'i fesh etmiyor, bilakis halka yasama organı gibi yürütmenin de halk egemenliğine açılıp açılmamasını soruyor.
Bence No filmi TV'lerde yayınlanmalı.
AK Parti'nin reklamcısı 15 Temmuz şehidi
CHP reklamcı ithal ediyor,gençlik kolları CHP'yi gençleştirmek için donör arıyor, Hayır yandaşı medyada bir bayram havası...
AK Parti'de isekuruluşundan beri reklam kampanyalarını yürüten Erol Olçak'a derin bir özlem, minnet ve rahmet duası var.
Bilindiği gibi Erol Olçok, 260 vatan evladı gibi 15 Temmuz işgal girişimine direnirken şehit edilmişti, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip'le birlikte...
Evet, Aziziye!
Geçen Cuma Aziziye Belediyesive TÜGVA İl Temsilciliği'nin davetlisi olarak Erzurum’daydım. Prof. Dr. Mazhar Bağlı, değerli meslektaşım Erkan Tan ve yazar Tarkan Zengin ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Yeni Türkiye üzerine söyleştik. Erzurum'un coşkusuna, çalışkanlığına ve kararlılığına şahit olduk. Türkiye'nin en genç belediye başkanı Muhammed Cevdet Orhan başta olmak üzere herkes "burada evet yüzde 80'in altına asla düşmez" diyor.