Son aylarda ülkemize döviz üzerinden kurulan ekonomik baskıdan bir çok işyeri olumsuz etkilendi. İşte hem ekonomik zorluk döneminin baskılarını ve olumsuzluklarını azaltmak ve hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tahsilat kabiliyetini artırmak için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın zora duruma düşmesi nedeniyle primlerini süresinde ödeyemeyen işverenlere, 12 ayı geçmeyecek şekilde borçlarını uygun koşullarda taksitlendirme imkânı tanıdı.
İş Dünyasının önemli örgütlerinden olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Kredi yapılandırmasının ardından gelen SGK taksitlendirmesi son derece olumlu. Geçici bir prim indirimi ve vergi borcu yapılandırması da süreci tamamlar” diyerek aslında iş dünyasının beklentilerini de paylaşmış oldu.
Ekonomik zorluk dönemlerinde elbette vatandaş fedakârlık yapacak, ama en büyük fedakarlığın vergi ve SGK prim indirimleri, ödeme kolaylıkları sağlanması gibi yollarla devlet tarafında olması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Çin'de ekonomik büyümenin önemli ölçüde yavaşlaması nedeniyle kişisel gelir vergisinde indirime gidilmesi planlanıyor. Böylece çalışanların cebine giren net tutarların artırılması ve buradan sağlanan kaynaklarla ihtiyaçların karşılanması ve ekonominin canlandırılması mümkün olacak. Ülkemizde hem kazanırken gelir vergisi ve hem de harcarken KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin ödendiği dikkate alınırsa gelir vergisinde bir rahatlamanın çalışanlara nefes aldıracağı da göz önüne alınmalıdır.
Bu dönemde iş dünyası işsizliğin artmaması, üretim ve istihdamda devamlılığın sağlanması için çırpınırken, devletin de hem indirim ve ekonomik desteklerle iş dünyasını ayakta tutması gerekiyor.
Kimlere taksitlendirme var?
SGK’nın belirlediği şartları sağlayan işverenlerin prim borçları 60 aya kadar taksitlendirme yapılabilecek.
Tecil ve taksitlendirmeden yararlanmak isteyen sigortalıların; Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması,
- Ünitede en az 3 yıl önce tescil edilmiş bir işyerinin bulunması,
- Ünitedeki işyerlerinin tamamında son 3 yıl içinde verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin ve muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin süresinde verilmiş olması,
- Borcun talep tarihinden geriye doğru son 1 yıllık döneme ait olması,
- Mali açıdan çok zor durumun bulunması,
- Sigortalı çalıştırma yönünden faal işveren olması ya da borcun 4/b sigortalılıktan kaynaklanması halinde sigortalılığın devam ediyor olması gerekmektedir.
Çok zor durum şart
SGK borçlarının taksitlendirmesinde prim borçlusunun “çok zor durum” tespiti yapılmak zorundadır. Bu işlem mali meslek mensuplarının uzmanlığında yapılacaktır.
Asıl işverenin tecil ve taksitlendirme için başvuruda bulunması halinde, alt işverenin borçlarından da sorumlu olduğundan alt işverenin borçları da dahil edilmek suretiyle tecil ve taksitlendirme işlemi yapılacaktır.
Tecil ve taksitlendirmeye konu borç toplamının işyeri ve borç türüne bakılmaksızın 500.000 Türk Lirasını aşmaması şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat aranmayacaktır. 500.000 TL’yi aşan kısım için ise yüzde 25’i oranında teminat alınarak tecil ve taksitlendirme yapılabilecektir.
Bu imkândan yararlanmak isteyen borçluların bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine, başvuru belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmaları gerekiyor.
Proje denetimleri acilen durdurulmalı
Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu ekonomiyi ayakta tutmak, istihdamı artırmak ve işsizliği azaltmak için bir çok proje geliştirip kolaylıklar sağlarken, maalesef Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Müfettişleri tarafından zücaciye dükkanına girmiş fil gibi her şeyi kırıp dökerek yapılan proje denetimleri de işletmeleri zor duruma sokuyor.
İş dünyasının işçi çıkartmamak, ayakta durmak için mücadele ettiği bu dönemde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Müfettişleri tarafından yapılan proje denetimlerinin bir gereği olmadığı gibi, ekonomik açıdan ayakta durmaya bile zorlanan işletmeleri ne kadar olumsuz etkileyeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Yoksa, bu ekonomik faturanın altından ne Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ne de iş dünyası kalkabilir. Sayın Bakanın mutlaka proje denetimlerini rehberlik ve yol göstericilik mahiyetine çevirmesi gerekiyor.