Şeytan'ın en acımasız zebanilerinden casus Lawrence "Ah bir Kürt devleti kurabilseydim, tarihten Türkleri silecektim!" diye dövünüp dururken bir gece içkiyi fazla kaçırınca motosikletiyle bir ağaca çarparak gebermiş. Ölmüş demeye elim varmıyor çünkü bu eşcinsel zebaninin yapmadığı kötülük kalmamış soylu Türk miletine! Ölmeden söyledikleri aslında İngiliz derin devletinin yüzlerce yıldır değişmeyen siyasetitnin bir özetidir sanki.
Haziran 1919'da Bağdat İngiliz Komiseri Albay Wilson, İngiliz gözetim, denetim ve sınırsız desteğinde bağımsız bir Kürt devleti kurulması için girişimlerde bulunmaya karar vermiş ve İngiltere Dış İşleri Bakanlığından izin istemiş. "Kürt Devleti"nden amaç Anadolu'da bin yıldır et ve kemiğe dönüşmüş, İslam çimentosuyla birbirine bağlanmış, tek millet olmuş Türk ve Kürtleri birbirine düşürmektir.
İngiliz'in istediği Kürtlerin iyiliği ya da korunması değil, dinsiz, köksüz, bölgedeki diğer Müslümanlara ve ülkelere karşı kullanabileceği bir casus devlet kurmaktır. İngiliz derin devletinin askıl hedefi Mezopotamyanın zenginlikleridir. Bu zenginlikleri Türkiye, Rusya, Iran ve Suriye başta olmak üzere kimseyle paylaşmak istemez.
İngiliz eski BB Lord Palmerston'un söylediği gibi İngiltere'nin ebedi dostu ya da düşmanı yoktur, "İngiltere'nin çıkarları ebedidir görevimiz de bunları gözetmektir." diyerek İngiliz dostluğunun ne kadar geçici hatta aldatıcı olduğunun altını çizer.
Kürtler Ortadoğu'nun değerli ve de çok önemli bir parçasıdır. Devrim sonrası Irak'ta eziyetler çekmiş, Saddam'ın acımsızlığı altında inim inim inlemiş, Suriye'de bir yurttaşlık bile onlara çok görülmüştür.
Kürt halkı, özellikle tek parti döneminde, Türkiye'de de zorlu şartlarda yaşamış gerek PKK gerekse de Türkiye devleti içine çöreklenmiş derin devlet yapılanması Kürtlere yaşam hakkı tanımamış. Derin devlet vatansever Kürtleri bile şiddet ve işkenceyle terbiye etmeye soyunurken yaklaşık 40 yıldır Türkiye'de terör rüzgarları esdiren PKK'nın katlettiklerinin büyük bir bölümünü Kürtler oluşturmuş.
PKK terör örgütü büyük bir iyi niyetle başlatılan çözüm süreci kapsamında , terörü dağlarda sözüm ona durdurmuş görünse de KCK yapılanması adı altında kentlere inmiş ve yasadışı bir devlet yapılanmasını başlatmış. Türkiye'de oluşturmaya çalıştığı bu devlet düzenini, Suriye'de çoktan uyugulamaya başlamış zaten.
Türk ordusunun '90'lı yıllarda girişimleri sonucu PKK çapulcuları, önderleriyle birlikte Suriye'ye kaçmak zorunda kalmış. Türkiye'nin baskıları sonucu 40 bin Türkün ölümünden sorumlu olan, örgüt içinde de 18 bin infaz gerçekleştiren PKK'nın reisi Abdullah Öcalan'ı ülkeden çıkarmak zorunda kalmış..
(Yarın: PYD,PKK derken İngiliz'in MI6'sı gene sahnede!)