Bir ülkenin vatandaşı oradaki anayasayı beğenmese ve eleştirse de o ülkenin vatandaşı olarak o anayasaya uymak zorundadır.
Kimi kanunları da beğenmese ve eleştirse dahi uymak zorundadır.
Bu anayasa ve kanunları yapanları sevmemekte özgürdür ama saygılı olmak zorundadır, küfretmek zorunda değildir.
Kitabımız Kuran bırakın birilerinin sevdiğine küfretmeyi, taptıkları putlara bile küfretmeyi Müslümanlara yasaklamıştır! (El Enam 108)
Şerrinden Allah’a sığındığımız şeytana bile lanet etme mecburiyetimiz yoktur.
***
Hele sevdiğimiz birini başkasına küfrederek yüceltmek müminin şiarı hiç değildir.
Birilerinin kutsalına küfrederek bütün dindarları hedef tahtası haline getirmek de Müslümanlık değildir. Aslında kötü ve çirkin kelimeler Müminin ağzına yakışmaz.
Öte yandan küfredene daha galiz küfürle cevap vermek de küfredenle aynı yanlışa düşmektir!
Tamam kınanmalı, tepki gösterilmeli ama ihkak-ı haktan uzak durulmalı ceza verme işini hukuka bırakmalıdır.
***
Fikir özgürlüğü bağlamında herkes herkesi tartışabilir. Artısını eksisini söyleyebilir.
Birilerini sevip sevmediğini de söyleyebilir.
Ancak birilerinin sadece iyi tarafının söylenmesi serbest bırakılır eleştirisi yasaklanırsa ve ülkenin ortak değeri ilan edilirse, bu durum ifade özgürlüğüne aykırı bir durumdur.
Yaptığı hiçbir köklü değişikliği referanduma götürmeden halka sormadan, devlet zoruyla dayatan şahsiyetler, birilerinin idolü olabilirler ama o ülkenin ortak değeri olup olmadıkları tartışmalıdır!
Hele hele ezici çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ailesinin koyduğu Müslüman ismini bile değiştiren deist bir şahıs da birileri tarafından idol kabul edilebilir ama o ülkenin ortak değeri olup olmadığı tartışmalıdır!
Fakat tartışma seviyeli olmalıdır.
Küfür ve hakarete tevessül edilmemelidir.
Küfür ve hakaret eden de kim olursa olsun cezasını çekmelidir.
Ama cezası da âdil olmalıdır!
***
Bu bağlamda attığı her adımı referandum yaparak halkın onayıyla gerçekleştirmiş olmasına rağmen mevcut cumhurbaşkanını eleştirmek -hakarete varmadığı sürece- düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilmelidir.
Biz de mesela Ahmet Necdet Sezer’i beğenmezdik, eleştirirdik, protesto ederdik ama kesinlikle hakaret etmezdik, etmedik, makama saygılı olduk.
Onun gibi düşünenleri de ülkenin ortak değeri olarak görmedik.
Attığı her adımı halka sorarak atan bir cumhurbaşkanını birilerinin eleştirmesi, muhalefet etmesi ve ülkenin ortak değeri olarak görmemesi ne kadar haksa, başkalarının da halkın moral değerlerine muhalefet edenleri eleştirmesi ve ortak değer olarak görmemesi o kadar haktır!
Hakaret yok küfür yok!
Sevgide özgürlük, saygıda mecburiyet var!