“Siyasette bir gün uzun zamandır.”
Bugünlerde bir saat bile hayli uzun zaman.
Özellikle de CHP’li 15 milletvekili için.
Bir gün içinde başka bir partiye tayinleri çıktı.
Haberleri yoktu, fikirleri alınmadı.
“Genel Başkan’ın talimatı. İstifa edip İyi Parti’ye (İP) katılacaksınız.”
Grup Başkanvekillerinden gelen bu talimatı milletvekillerinin nasıl karşıladığını bilmiyorum.
Ancak Pazar günü kameraların önüne geçtiklerinde yüzlerinin halinden ne hissettikleri anlaşılabiliyordu.
Kulağımıza gelenler, “Şimdi biz gözden mi çıkarıldık, yoksa ittifak kesinleşti ve biz listelerde seçilebilecek yerden adaylığımız garantilenmiş mi oldu” sorusunu sordukları yönünde.
***
Bu karar, bir gün önce İstanbul’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İP Genel Başkanı Meral Akşener’in sürpriz buluşmasında alındı.
Zira bir tarafta milletvekili veren parti var, diğer tarafta da kabul eden parti.
Peki iki genel başkanın hesabı ne?
CHP kanadı bunu “İP’yi YSK seçime sokmayacaktı, o yüzden ön aldık ve demokratik bir destek verdik” diye açıklıyor.
CHP'den istifa edip İP’ye katılan Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın ifadesiyle, “Kumpası boşa çıkarmak için” bu hamle yapıldı.
Bu iddia, YSK’nın İP’yi seçime katılabilecek partiler arasında saydığı açıklamasının, katılım kararından sonra gelmesiyle açıklanıyor.
Ancak durum şu;
YSK -iddia edildiği gibi- İP hakkında olumsuz bir karar vermiş olsaydı bile, bu karardan sonra da grup kurmak mümkündü. Zira bir partinin seçime girebilmesi için ‘seçim takvimi açıklanana kadar’ vakit var. Ve YSK, takvim açıklamadan önce grup kurulduğunda yeni bir karar alarak, “Grup kurduğu için katılabilir” diyebilirdi.
YSK da seçim takvimi için uyum yasalarının TBMM’den geçmesini bekleyeceğini açıklamıştı.
Özetle, CHP, İP için ‘alelacele’ bir girişimde bulunmuş oldu.
***
Ancak acelecilik her şeyi izah etmiyor.
Kulislere göre asıl hedef, aday olma konusunda ısrar eden Akşener’e “Biz sizin için bunu yapıyoruz, güçlü bir aday çıkarırsak siz de bunun gereğini yapın, çekilin” mesajı vermek.
Aynı şekilde, muhtemel bir ‘dışarıdan aday’a da “Biz hazırız, siz de mırın kırın etmeyin” işareti.
Akşener de grup kurma kararını birlikte vermekle buna ‘bir ölçüde’ kapı araladı.
Ama tam olarak değil.
Hala ‘dışarıdan aday’a direniyor ve “Madem CHP dışından olacak, benim üzerimde uzlaşma sağlayalım” tutumunu koruyor.
Ve ‘dışarıdan aday’ın ikna edildiğini görmek istiyor.
Ancak;
Bir başka açıdan bakarsak, onun da barajı aşabilmesi için CHP ile ittifak yapması gerekiyor.
Yani, “Al milletvekilliğini ver adaylığı” durumu mevzubahis.
Gelişmeler, sonucun da bu yönde olacağına dair güçlü işaretler veriyor.
Bugünlerde siyasette saatler bile çok önemli.
CHP yönetimi, Akşener’i ‘dışarıdan aday’ lehine çekilmeye ikna etmek için son güne kadar görüşmelerini sürdürecek.
Zira 15 milletvekili verildiği gibi geri alınabilir de.