%53.3’lük oy oranı, ‘Cumhur İttifakı’nın gücünü koruduğunu gösteriyor.
Seçmen genelde ‘Beka Meselesi’ni ciddiye aldı veReis’i muhalefete ezdirmedi. Ama kayıplar üzerinden iktidar partisine önemli ikazlarda bulundu.
Tokat atmadı ama şefkatli bir uyarıda bulundu!
Seçmeni yanlış yaptı diye suçlamak doğru olmaz.
Reis’in, ‘AK Parti milleti değil kendi yanlışlarını düzeltecek’ mesajından anlaşılan odur ki, kusur millette aranmayacak!
***
Öncelikle Reis’in ‘metal yorgunluğu’ olarak nitelediği parti teşkilatlarındaki ve belediyelerdeki seçmeni olumsuz etkileyen durumun tamamıyla izale edilmediği anlaşılıyor.
Seçim sonuçlarına yapılan itiraz müşahitlerin ve seçim kurullarındaki partililerin de görevlerini hakkıyla yapmadıklarını gösteriyor!
Parti teşkilatlarında halkla bütünleşme hususunda sorunlar yaşandığı malum. Seçmen, teşkilat mensuplarının enaniyet, kibir, hemşericilik ve nepotizminden müşteki.
İcraatlarından duyulan kimi rahatsızlıkların yanı sıra benzer şikayetler belediyeler konusunda da seçmen tarafından seslendirilmiştir/seslendirilmektedir.
Aynı şikayetlerin hükümetteki bürokratlar konusunda da geçerli olduğunu ve seçmeni olumsuz etkilediğini yazmazsak eksik olur.
Seçmen ince ayar ile bu ikazı tekrarlamıştır.
***
İkinci olarak, parti tabanının nabzı, geçekçi bir şekilde genel merkeze yansıtılmamış,halkta karşılığı olmayan hatta tepki duyulan kimi isimler aday yapılmış dolayısıyla oylar artmamıştır!
Başkanlığın kaybedildiği ve oyların azaldığı seçim bölgelerinde en yoğun tepki adaylara, belediye meclis veya il genel meclis üye adaylarına verilen tepki olmuştur. Öyle ki bazı seçim bölgelerinde bu hatalı aday belirleme sebebiyle bizzat teşkilat mensupları kendi partisi lehine çalışmamıştır!
Ben çeyrek asırdan beri tüm adayların parti üyelerinin -delege değil- katılımıyla yapılacak ön seçimle belirlenmesini savunmuşumdur. AK Parti’nin programında da ön seçim vaadi vardır.
Milletvekili seçiminde -bir miktar kontenjan dışında- adayların ve belediye başkan adaylarının tamamının resmi ön seçime bırakılması parti tabanının adayına sahip çıkmasını sağlayacaktır.
Artık her ilde hatta büyük ilçelerde on binlerce üyesi bulunan AK Parti’nin aday belirlemeyi tabanına bırakması bu konudaki tartışmalara nokta koyacaktır.
Başkanlık sistemine geçildiğine göre ön seçimin endişe edilen muhtemel olumsuz etkileri de sistemi etkilemeyecektir!
***
Birüçüncü husus ise propaganda stratejisidir. Aday isabetli de olsa propaganda stratejisi yeterli olmayabiliyor!
Mesela İstanbul adayı bence AK Parti’nin gösterdiği en isabetli adaydı ama çeyreği bile etmeyen rakibi, tahminlerin ötesinde oy topladı!
Tamam, kirli ittifak sebebiyle muhalifler oraya odaklandılar. Ama seçmene, iki adayın vasıfları, birikimleri tecrübeleri ve başarılarının yanı sıra projeleri iyi anlatılabilseydi Yıldırım’ın büyük farkla kazanması işten bile değildi. Bunu Ankara için de söyleyebiliriz!
Son hafta bu hata fark edildi ama iş işten geçmişti!
Beka Meselesi Anadolu’da işe yaradı ama mesela İstanbul’da Yıldırım’a oy verebilecek binlerce seçmen rakip adaya itilmiş oldu!
Her seçim bölgesinde ağırlık verilmesi gereken hususların iyi değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum.
Bu arada sosyal medyada ve basında AK Parti adına AK Partililer’e yargısız infaz yapanlar konusu da incelenmelidir!
Dördüncü husus ittifak konusudur. Ben ittifakta eksiklik görüyorum.
Onu da bir sonraki yazıda ele alalım.