65 gün vardı seçim kararı açıklandığında. Bugün itibariyle 10 gün kaldı seçime. Epey şey birikti bu süre zarfında. Bir toparlama iyi olur ne dersiniz?
- Özellikle Muharrem İnce ve Meral Akşener'in "Onu kapatıcam, bunu satıcam, şunu durdurucam" lafları, "Yıkım ekibi" tabirinin kullanılmasına yol açtı. "Yıkım ekibi" muhalefet partileri için en akılda kalan ve imaj belirleyen tanım oldu.
-Akşener'in "TİKA'yı kapatacağım, TRT'yi satacağım"dan sonra medyada en çok konuşulan çıkışı "bir duyum"a dayandırarak ortaya attığı "S400'lerin Cumhurbaşkanlığını korumak için alınacağı" iddiası oldu. "Bizim siteye de taktırak, sanayide ucuza yapılıyormuş" benzeri trollemeler aldı yürüdü.
-Seçim sürecinin en çok izlenen videolarından biri oldu Eyüp Sultan'da Ayşe Yazıcı adlı vatandaşın Muharrem İnce'ye bisiklet şovundan ötürü "Sana çok güldüm valla, herkesin dediğini yaparsan sen nasıl Cumhurbaşkanı olacaksın" dediği o video.
-Kandil yolundaki askerlerden şehit haberleri gelirken ve PKK'nın yöneticileri Kandil'den açıklama yaparken İnce'nin, Kandil operasyonuna "Orada terörist kalmadı" diyerek karşı çıkması ise şüphesiz seçim sürecinin en dikkat çeken ve CHP-HDP ittifakını gösteren çıkışlarından oldu.
-Afrin operasyonunun kahraman komutanlarından Temel Paşa için sarfettiği "Ben o apoletleri sökmezsem" lafı ile İnce adeta kendi kalesine gol attı.
-Seçimin en çok konuşulanlarından biri de Temel Karamollaoğlu'nun İHA-SİHA gafı oldu. Türkiye'nin yerli milli savunmada en önemli yatırımlarından biri olan SİHA'ların yapımında "dışa muhtaç" olduğumuzu iddia etti. Saniyeler sonra ise "Yüzde 98 yerli yapımmış" diyerek kendini düzeltmek zorunda kaldı.
- "Kilit parti" denilerek ittifaka alınan ve Halk TV'den Fox'a pek çok kanalda ağırlanan Temel Bey'in "İktidarımızda hastane lafı ortadan kalkacak, şifahane diyeceğiz." sözü yine sosyal medyanın en çok sevdiği seçim malzemelerinden biri oldu. "Temel beyin en büyük projesi" denilerek biraz da dalga geçildi.
-Muhalefetin seçim beyannamelerinde FETÖ ve PKK ile mücadeleye yer vermemesi, iktidar partisi ve iktidara yakın medyada en çok eleştirilen konu oldu. İttifaka almamakla birlikte muhalefetin seçim stratejisinin HDP'yi Meclis'e sokmak olduğu sıklıkla dile getirildi.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle Gezi kalkışmasından bu yana zaman zaman dile getirdiği "Üst akıl", "faiz lobisi" gibi kavramlar, seçim tarihinin açıklanmasının peşi sıra kör gözüm parmağına yapılan dolar operasyonuyla halkın kafasında müşahhas hale geldi. Böylece, ekonomik göstergeler ve büyüme oranları yukarı ivmelenirken ve hiçbir rasyonel gerekçe yokken yapılan bu operasyonun sandığı hedeflediği iyice anlaşıldı.
-İnce'nin "Amerikalılar beni aradı, usulüne uygun istenmediği için Gülen'in iadesi yapılmamış" çıkışından sonra aralarında FETÖ'nün avukatlarından birinin de olduğu CHP'li bir heyet söz konusu raporları inceledi. Akabinde Kılıçdaroğlu, "Heyetin raporunu incelediğini ve gönderilen belgelerle Gülen'in iadesinin yapılması gerektiğini" söyleyerek İnce'yi boşa düşürdü. Bu da, 24 Haziran seçimlerinin Kılıçdaroğlu ve İnce için CHP genel başkanlığı yarışına dönüştüğü tezini güçlendirdi.
-Şüphesiz en çok eğlenilen şeylerden biri Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Yüzde 51.79'un altında oy alırsan görevi bırakacak mısın?" sorusu oldu. "İyi bari seçimi kazansın ama görevi size versin" yorumları yapıldı.
-AK Parti'nin en çok konuşulan vaadi açık ara "millet bahçeleri" oldu. Muhalefet dahil her kesimden olumlu dönüş aldı diyebiliriz.
-TANAP ve OVİT Tüneli gibi çok büyük projelerin seçim kampanyası sürecinde açılışının yapılması ise AK Parti'nin hizmet siyasetinde hala iddialı olduğunu gösterdi.