Son dönemin popüler politik tartışma başlıkları.. Seçim ittifakları ve seçim barajı.. Bu iki başlık hep ayrı ayrı ele alınıyor.. Oysa bence tam da birlikte konuşulması gereken konular bu ikisi.. Zira ittifak demek aynı zamanda baraj sorunu yaşayan küçük partilerin büyük partilerle işbirliği yapması demek değil mi?.. Bu işbirliklerine cumhurbaşkanlığı seçimi olanak sağlıyor.. Fakat parlamento seçimlerinde sistem tam öyle değil.. Bu vakte kadar ittifaklar, baraj altı kalması muhtemel partinin bazı isimlerinin, seçilebilecek parti rozetiyle seçilebilecek yerlerden aday gösterilmesi suretiyle olabiliyordu.. Misal, DSP, CHP’nin içinde, HEP (Bugünkü HDP), SHP’nin (Bugünkü CHP) içinde girdi parlamentoya.. Sonra seçildikleri partilerden istifa ederek kendi partilerine geri döndüler.. Ya da bağımsız olarak seçilip seçildikten sonra içeride grup kurdular.. Demem o ki, yasa farklı bir şeyi emretse de insanın olduğu yerde çare bulunuyor. Baraj engeline takılan bağımsız giriyor, ittifak şansı bulamayan rozetini değiştiriyor. O halde gelin bu çalının arkasından dolaşma numaralarına bir son verip, yasal zeminde nasıl bir değişiklik yapılması gerekiyorsa yapılsın. Teknik olarak ‘baraj’ sorunu ortadan kalkarsa, ‘seçim ittifakı’ tartışması da otomatik olarak bitmiş olacak. Aksi halde işin en kolay tarafı, seçilebilecek sayıda milletvekilini ittifak için geçici süreyle transfer etmek olacak. Bu da seçmen açısından çok samimi bulunmayacaktır..
O gemiyle o iskeleye gidelim
Atatürk’ün İstanbul’un işgal edildiği 13 Kasım 1918 tarihinde güvertesinde “geldikleri gibi giderler” dediği gemi bulundu biliyorsunuz.. 106 yaşındaki Kartal 2 isimli istimbot Tuzla Tersanesi’nde.. Peki şimdi ne olacak?.. Müze yapılacağı söylenmiş.. Oysa tıpkı Atatürk’ün Adana’dan trenle geldiği zaman bindiği yerden, Haydarpaşa’dan, tıpkı Atatürk’ün gemiden indiği yere, Sirkeci’ye hatıra seferleri düzenlese gemi.. Bazen.. Belki haftada bir.. İçinde yine ne sergilemek istiyorlarsa sergilesinler. Ama sahiden yaşatılabiliyorsa suda sefer yaparak yaşasın..
Kitabın kapağında subliminal mesaj mı var?
Bağımsızlık referandumları sonrası eldeki imkanlarını da yitiren İspanya ve Irak’a çalışırken kütüphanemdeki ilgili kaynakları tekrar indirdim masama.. Gözüme Marmara Belediyeler Birliği tarafından çıkarılan ve Doç. Dr. Erbay Arıkboğa tarafından kaleme alınan kitabın kapağı ilişti..
Muhteva tartışılır kuşkusuz ama kapakta kullanılan görsel, daha evvel PKK’nın kullandığı sembolleri bana hatırlattı.. İnternete dalınca yanılmadığımı gördüm.. Özerklik gibi tartışmalı bir konuda sarı kırmızı yeşil güvercinlerin bu kapakta kullanılması doğru mu, bilemedim açıkçası.. Marmara Belediyeler Birliği'nin çiçeği burnunda Başkanı Mevlüt Uysal bu yayınlardan elbette haberdar değildir fakat idari yönetim dikkatli olmalı bence…