ABD, Suriye’ye kimyasal silah kullanılması nedeniyle müdahalede bulundu; gerekirse yeniden müdahalede bulunulabileceğini bildirdi. Bu yolla Trump yönetimi, iki siyasi tavır ortaya koymuş oldu. Birincisi Esad’ın iktidarda kalmamasına çalışmak, diğeri de Rusya’nın Esad’ı desteklemekten vazgeçmesini sağlamak.
ABD, bu gelişmelerle Suriye konusuna doğrudan taraf olmuş vaziyette. G7 ve NATO gibi çok uluslu zeminlerde yapılan tüm açıklamalarda tekrarlanan konu, ABD’nin Rusya politikalarından rahatsızlığı.
Putin ise bu siyasete yanıt olarak Esad’ın gitmesini onaylamayan bir tavır aldı, kimyasal silah kullanımını reddetti, Suriye’ye yapılması öngörülen BMGK yaptırım kararlarını veto etti. Ayrıca ABD’nin Şam’ın güneyini vuracağını haber aldıklarını dünyaya duyurarak ABD’nin kararlılığını teyit etti.
Mücadele gibi gözüken uzlaşı
İlk bakışta, iki nükleer güç ABD ile Rusya’nın Suriye konusunda birbirlerine girecekleri düşünülebilir. Ancak, ABD eş zamanlı olarak, bir başka ülkeyle, Kuzey Kore ile de gerilimi artırdı; Çin müdahale etmezse ABD’nin K. Kore’yi durduracağı duyuruldu.
İki gün önce ise Rusya-ABD ve ABD-K. Kore gerilimlerinin farklı biçimde yorumlanmasına izin veren gelişmeler yaşandı. Bunlardan biri, Trump’ın Çin’den iyi haberler aldığını açıklamasıydı. Bu, K. Kore konusuna ağırlığını koyması için Çin’e yapılan çağrıya olumlu yanıt alındığına işaret etti. Diğer gelişme ise Rusya ve ABD dışişleri bakanlarının görüşme yapmaları oldu.
Anlaşılan, ABD ile Rusya anlaşmazlığa düşmüş gibi gözükme konusunda verdikleri kararları hayata geçirmişler.
ABD ile Rusya arasında riskli ve gerilimli bir ilişki olduğu izlenimi, iki ülkenin ortaklaşa kurduğu oyuna dair ipuçları veriyor. Önce kimyasal silah konusuna ABD’nin sahip çıkmasını sağlayacak bir katliam yaşanıyor, ardından Esad karşıtlığının Trump tarafından dillendirilmesi sağlanıyor. Bu yolla Rusya, ABD’nin müttefikleri gözünde makbul bir yere taşınmasını sağlıyor; üstelik ABD-Rusya işbirliği iddialarının da önünü kesiyor.
Uzlaşı gibi gözüken mücadele
ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerin epeyce gerilimli olduğuna inanmayanlar için, ayrıca K. Kore konusuyla Çin devreye sokuluyor. K. Kore ile tırmanan gerilime Çin müdahale ediyor, böylece Çin ABD lehine bir tutum alarak ABD-Çin gerilimine onay vermediğini ima ediyor. Bu durum, ABD’nin Çin ile değil Rusya ile çatışmacı rekabet ihtimalini adeta teyit ediyor.
Bu denli artan gerilimden sonra ne olur? Tabi ki gerilimin düşürülmesi gerekir. Şimdi, bu yapımlandırılmış gerilimin düşürülme zamanı.
Anlaşılan, Esad ülkeyi terk edecek ve geçiş hükümeti kurulacak. PYD gibi tüm unsurlar Suriye meselesi olarak ele alınacak, belirli bölgelerin çatışmasızlığı da ABD ve Rusya tarafından sağlanacak. Bu arada İran’da seçimler olduğundan muhtemelen bazı konuların rövanşı bu ülkeye bırakılacak.
ABD’yi Suriye’ye sokan bu sürecin karşılığında Rusya’nın da Ukrayna’sına ve Orta Asya’sına dokunulmayacak, belki Rusya yeniden G-8’e davet edilecek. NATO, Rus tehdidi varmışçasına Doğu Avrupa’da bulunmaya devam edip Rusya politikalarını meşrulaştırmaya devam edecek ama aynı zamanda Ortadoğu konularına ağırlık verme teklifini tartışacak.
NATO’nun kara Avrupası ülkeleri bu teklifi hemen kabul edemeyeceklerine göre kim bilir belki bazı üyelerinin örgütü by-pass etmelerine ses çıkaramaz hale gelecek.
ABD-Rusya gerilimi-Çin-ABD uzlaşması yönündeki görüntü, “eski rejim”i kurma çabası. İyi haber, ortada bir gerilimin değil denetimli rekabetin bulunması. Kötü haber ise ABD-Çin uzlaşısı gibi görünen gelişmelerin asında yüksek bir gerilime işaret etmesi.