Son günlerde Şanlıurfa yerel siyasetinde bir yolsuzluk iddiası konuşuluyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül hakkında çeşitli iddialar dolaşıyor ortalıkta.. Aslında suçlama tam net de değil. Bir kişi, "...Millet evine ekmek alamazken senin oğlun hastane açıyor. Bu para nerden geldi?..." diye sormuş.. "..Oğlun çuvalla para kazanıyor.." falan diye yazmış.. Bunun peşine düşen bir gazeteci de yine oğlunun güneş paneli için yüklü miktarda teşvik aldığını iddia etmiş.. Ne hastane sahibi olmak suç ne de güneş paneli işi yapmak. Fakat burada bir ima var kuşkusuz.. Kamu kaynakları mı peşkeş çekilmiş, rüşvet mi alınmış, yolsuzluk mu yapılmış?... Bir şey demeye çalışıyorlar..
***
Tüm bunları Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'e sordum. Ortada hastane falan olmadığını öğrendim.. Yani bu hastane ortaklığı iddiası külliyen yalan.. Beyazgül'ün anlattığına göre iki oğlu avukat.. Bir büro tutmuşlar serbest çalışıyorlar.. Bir oğlu da üniversitede master yapıyor ve maliye bakanlığının meslek sınavlarına hazırlanıyor.. Peki bu master yapan oğlu enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketi için 5 milyona yakın teşvik almış mı?.. Hayır.. 2018'de hibe başvurusunda bulunmuş. O başvuru da reddedilmiş zaten.. Sonra proje askıya alınmış. Hiç hayata geçirilmemiş.. Ayrıca projeyi geri çektiği için üstüne para ödemek zorunda kalmış. Yani değil kazanç elde etmek, zarara uğramış bu hamlesiyle.. Ayrıca bu tip müracaatlar da kapalı kapılar arkasında falan olmuyor. Halka açık. Herkes uygun bir projeyle gidip kendini anlatabilir..
***
Peki ama bu yolsuzluk suçlamaları nereden çıktı o vakit?.. Hikayenin mazisi şöyle.. Belediye yol açmak için çalışma yaparken, yeşil alan üzerinde bir kıraathanenin de kamulaştırılmasına karar veriyor.. Encümen kararı, tek başına belediye başkanının alacağı bir karar da değil.. Hakkı verilerek kamulaştırılmış.. Hikayenin bundan sonrası ise enteresan.. Zira Belediye Başkanı Beyazgül'ün söylediğine göre kıraathanenin kamulaştırılmasıyla birlikte orada çalışan iki kişi işsiz kalıyor. Kıraathanenin sahibi de bu kişilerin belediyeye alınmasını istiyor. Beyazgül ise "..Belediye ancak ihtiyaç dâhilinde adam alır. ben şu anda kimseyi işe alamam.." diyor.. İşte ne oluyorsa bu cevaptan sonra oluyor.. Bu kişi sistematik olarak itibarsızlaştırma operasyonuna başlıyor.. Neyse hakikatlerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Elbet bu işin aslı esası anlaşılacak. Ancak bu meselenin politik neticeleri de olacak
***
Bakın Şanlıurfa son yerel seçimlerde iki baskın adayın rekabetine sahne oldu. Mevcut Başkan Beyazgül açık farkla kazandı fakat HDP destekli aday da yüzde 36 civarında oy aldı.. Şimdi tekrar gücünü konsolide etmek için zemin arayan fakat Şanlıurfa'nın kapısından bile geçemeyen HDP için bu durum çık kıymetli.. Çünkü bu tabloya bakarak şöyle diyor CHP-HDP ittifakı, 'üzerine her gün bir tuğla daha konulursa aşılmayacak bir hedef değil'.. Bu ittifak, bu motivasyonla AK Parti içine dinamit atarak yıkıntılar arasından bir zafer ilan etme telaşında.. Tepede iş birliğini ne kadar reddederlerse reddetsinler, yerelde kurulan oyun çok açık görünüyor..