Süper Lig’in ikinci yarısının başında Medipol Başakşehir karşısında alınan galibiyet Fenerbahçe’ye hiç de yaramadı. Sarı-Lacivertliler, gözünü şampiyonluğa diken rakibine ilk yenilgiyi tattırdıktan sonra “mutlu son” için ümitlenmişti. Ancak yeşeren ümitler iki hafta içinde soldu. Sarı-Lacivertliler önce Kayseri’de ağır bir tokat yedi, üç puan bıraktı. Ardından deplasmanda Bursaspor beraberliği geldi. Dün de Şükrü Saracoğlu’nda Kasımpaşa önünde iki puan bırakıldı. Yani 3 haftada kayıp 7 puana çıktı. Bana göre Fenerbahçe şampiyonluk yolunda lige havlu attı. Yalnız tabela da tehlikede. Çünkü arkadan Antalyaspor ile Trabzon da geliyor.
Fenerbahçe futbol olarak hiçbir şey oynamıyor. Maçların ilk yarılarını ya hiç şut atmadan bitiriyor, ya da dünkü gibi rakibe çaptırıyor, dağlara taşlara vuruyor. Neden mi? Fenerbahçe’de yetenekli, takımı bilinçli atağa kaldıracak bir orta saha oyuncusu yok. Mehmet Topal, Ozan Tufan ve Josef de Souza; üçü de birbirinin aynı. Onlar araya top atacak, rakibi çözecek yetenekte değiller. Sadece kesici olarak iş görebiliyorlar. Bir arada oynamaları hata.
Fenerbahçe maçlarda bütün ümidini kanatlarda oynayan oyunculara bağlamış. Defanstan havadan top şişiriliyor, kanatlardaki oyuncular Allah ne verdiyse oraya topu gönderiyor. Böyle bir futbol anlayışı amatör liglerde bile neredeyse yok. Rakipler Fenerbahçe’nin oyun stilini çözdü. Kanatları kitliyorlar, işi bitiriyorlar.
Teknik Direktör Dick Advocaat bir noktaya kadar haklı. Tamam, transferi kendisi yapmadı ama onun da bir B, C planı yok ki. Maça göre, kafaya göre takılıyor. Fenerbahçe aynı düzende baş- layıp, maçı bitiriyor. Yahu değişiklik yapamıyorsan, bari adamların yeriyle oyna ki rakip şaşırsın. O da yok. Galiba kafasında bitirmiş Fener’i.
Gelelim Fenerbahçe yönetimine.. Bence hepsi de bu takımın en önemli dişlisinin yani oyunu yönlendirecek bir futbolcunun (10 numara) olmadığını iyi biliyor. Sezon başında bu sorunu çözmeliydiler. Ama ne sezon başı ne devre arası transfer yapılmadı “kadro yeterli” denildi. Onun için tribünlerden gelen “istifa” seslerinde taraftar haklıdır. Maça gelmiyorlar ama TV başında da onlara ızdırap çektirmeye kimsenin hakkı yok.