ABD’nin; 15 Temmuz ihanetinden sonra ekonomik saldırısı, ülkesi için dertlenmeyi unutan kuşaklar yerine, sancılı dava adamları neslini hazırlıyor.
İdealist nesiller önce karşımıza, ağır bir imtihan olarak, yabancılaşmayı savunanların sahne almasıyla çıktı.
Sol 68 kuşağından söz ediyorum. Gayrı millî ideolojinin tutsağı sol 68 kuşağı; millet yerine halk demekte ısrar ederek kendilerince iki kurtuluş reçetesi peşinde koştular: 1. Marksist-Leninist Sovyet ideolojisi. 2. Mao’nun “Çin devrimi”.
İki örnek de milyonlarca insanın hunharca katline sebep oldu. İkisi de ellerine kan bulaşmış diktatörlerin, gayri insanî, gayri ahlakî ve dini yok sayan zalim yönetimleriydi.
Bu ideoloji ve uygulamalar, bizim milletimizin değerlerine, kültürüne, ahlakına ve inancına ters ve düşmandı.
Batı’nın ideolojileri, üniversite gençliğini hipnoz etmiş, 27 Mayıs 1960 darbesinin yol verdiği bir sol nesli heder etmişlerdi.
Asla bir gelecek vaat etmiyorlardı. Çünkü milletten asla yüz bulamadılar. Sonra kendi aralarında fraksiyonlara ayrıldılar ve birbiri ile kanlı bıçaklı kavga ettiler. Sovyetler dağılınca, Çin Mao’yu terk edince kala kaldılar.
Ama tortuları millete ağır bir vesayet rejimi yükledi. Bilhassa medya eliyle ve CHP’nin siyasî himayesiyle fikir-kültür-sanat-sivil toplum-üniversiteler sol hegemonik yapıya teslim edildi.
Vesayetin himayesindeki bu hegemonik yapıya tepki ile başlayan sağ 68 kuşağı, milletin de desteğini alarak Batı emperyalizmine soldan hizmet veren pervasızlığın karşısına dikildi.
Milletin geleceğine tebelleş edilenler, milliyetçi/muhafazakâr bir dava nesli hazırlamıştı.
ABD’nin en baştan beri planı Türkiye’de yerli ve milli bir uyanışın önünü kesmekti. Türk ve İslam dünyasında bir cazibe merkezi olmamızı önlemenin derdindeydiler…
Millet evlatlarının tepkisini bir sağ-sol çatışması formatına soktular.
Milletin varlığına, değerlerine yapılan saldırı ile bu saldırıyı göğüslemeye çalışan yiğit duruşu, aynı terazinin kefelerine koydular. Sağ- sol çatışması altında darbelere zemin hazırladılar.
Bu arada 68 ve 80’nin sağ/milliyetçi gençlik kadroları milliyetçi muhafazakâr siyasi oluşumları mayaladı.
Ne var ki tabiatı icabı siyaset zeminlerinde, dava adamlarının, idealist gençlerin yetiştirilmesini ihmal edildi.
Doğan boşluğu ABD’nin, bugün FETÖ olarak karşımıza çıkan Fetullah Gülen hareketi ile doldurmak istediğini 15 Temmuz’da gördük.
FETÖ elebaşı Gülen Batı/Haçlı adına bir gençliği heder etti.
Şimdi kader planında yeni bir nesil hazırlığı var.
Bu nesli 15 Temmuz darbe girişimi ve 10 Ağustos 2018 ekonomik darbe teşebbüslerinin uyandırdığı diriliş ruhu hazırlıyor.
1980’den beri ideal nesil/dava neslinin önemini anlatmanın büyük sıkıntıları yaşanıyorken, ABD saldırıları milli ve yerli duruşu savunan bir nesil arayışını tetikledi. ABD’nin ve Avrupa’nın FETÖ ve PKK’ya açıktan destek vermesi, doğrudan vatanımıza, devletimize saldırması uyanışı hızlandırdı.
Dünün dertsiz, gamsız gözüken nesilleri, 15 Temmuz gecesinden itibaren birden Çanakkale ruhunu terennüm etmeye başladılar.
Bu uyanış referandumda ‘EVET’ mührünü getirdi. Bu uyanış 24 Haziran’da yönetimde iki asırlık bocalamayı bitirdi.
15 Temmuz’un arkasındaki ABD/Haçlı/Siyonist ittifakı şimdi ekonomik silahları ile saldırıyor.
Her saldırıları, çeliğe verilen su gibi yeni bir dava nesli, idealist yeni bir kuşak hazırlıyor.
Krizler geçicidir ama vatanı, bayrağı, devleti, dini, milleti için dertlenen bu dava adamı nesiller, geleceğin Büyük Türkiye’sinin mimarlarıdır.