Sahada olması gerekenler ne yazık ki kuruldukları köşelerinde ahkâm kesiyorlar.
Her seçim öncesi veya seçim sırasında yaptıkları gibi…
Sürekli akıl veriyorlar.
Biteviye eleştiri getiriyorlar.
“Dost acı söyler!” lafının arkasına gizlenip habire moralsizlik aşılıyorlar.
Bir tek kendileri akıllı.
Akıl verirken sergiledikleri ego ve nobranlık can sıkıcı.
İsim vermeye gerek yok.
Her yerde varlar.
Her şehirde, her beldede…
Sahaya inip aslanlar gibi çalışacaklarına habire eksikliklere odaklanmış moral bozucu açıklamalar yapıyorlar.
Acıtıyorlar.
Bunu da dediğim gibi “dost acı söyler”in arkasına gizliyorlar.
Söylediklerinin değerini davranışlarıyla silip atıyorlar.
Kendilerine makam verildiğinde o makamı verenlerin karşısında nasıl durduklarını unutarak konuşuyorlar.
O makamlardayken bugün kendisi gibi davrananları nasıl fitnecilikle ve ihanetle suçladıklarını da unutuyorlar.
Kendilerine makam verildiğinde sahada olanlar, o makamlar başkalarına verildiğinde sahayı terk ediyorlarsa kimse kusura bakmasın dedikleri yüzde yüz doğru bile olsa kıymeti harbiyeden yoksundur.
Böyle yapanlar sadece kendilerini değersizleştirirler.
Değerli sözler bu değersiz adamların ağzında ne yazık ki itibar kaybına uğruyorlar.
Kendilerine makam verildiğinde “dava!” diyenler bugün kendilerine makam verilmediğinde “Ne davası! Dava kalmadı!” diyorlarsa aynaya baksınlar.
Dün makamda iken “Reis!” deyip duranlar bugün makam kendilerine verilmediğinde “Tek adam!” diyorlarsa orda burda, kendi ayarlarına baksınlar.
Bir de tutturmuşlar “ayar” diye!
“Fabrika ayarlarına dönülsün!” diyenler şayet sahada herkesten çok çalışıyorlarsa eyvallah! Ama ayarı kayanlar, saha kaçkınları bu lafları tam da seçim arifesinde söyleyip duruyorlarsa ulu orta işte orada durup düşünmek lazım!
Önce sahaya ineceksiniz.
Bak “beka sorunu var!” diyor liderimiz.
Seçime giderken kendi kişisel bekanızı her şeyin üstünde tutuyorsanız kusura bakmayın asıl siz bir partili ve dava adamının sahip olması gereken ayarlara dönmelisiniz diyorum.
Henüz vakit varken girdiğiniz yanlış yoldan dönünüz.
Aslanlar gibi sahaya ininiz.
Reis’in sesini kısmaya, ayağını kırmaya, belini bükmeye çalışanlara karşı dimdik ve mertçe durunuz!
AK Parti bayrağını göndere çekmek için gecenizi gündüzünüze katınız!
Gün, sahada hep birlikte bu onurlu duruşu sergileme günüdür.
Seçimden sonra oturur konuşuruz.
Gerekirse hesaplaşırız.
Varsa yanlışlarımız tartışırız yüreklice.
Ama birbirimizi kırmadan, dökmeden.
AK Parti davasına zinhar zarar vermeden.
Her doğruyu her yerde söylemenin doğru olmadığını bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Her sözün bir makamı ve yeri vardır.
Her eleştirinin de bir vakti zamanı vardır.
Kim ki buna riayet etmiyorsa bilesiniz ki onlar kişisel egolarına yenik düşmüş kimselerdir.
Dün kendileri için istedikleri fedakârlığı bugün başka bir kardeşi için yapmaktan kaçınanın dostluğundan da, kardeşliğinden de şüphe edilir.
Sadece kendi nefsine uygun karar verildiğinde var olan, istemediği ve hoşuna gitmeyen kararlar verildiğinde isyan bayrağı çeken kimselerin partililik aidiyeti de, dava ahlakı da sorgulanır elbet.
Bu günler gelir geçer…
Herkes yapıp ettikleriyle ya kendini değerli ya da değersiz kılar.
Kimin, hangi yanlış emellerine, hangi doğru sözleri alet ettiğini de bu aziz millet derin ferasetiyle anlar.
Gün nefsimize yenik düşme günü değildir.
Gün her türlü mülahazayı dışarıda bırakarak sahada olma günüdür.
Haydin sahaya, tüm gücümüzle!