Ekrem Kızıltaş’ın başkanlığındaki Medya Derneği Perşembe Sohbetleri başlattı. İlk konuk usta gazeteci yazar Sadık Albayrak oldu. Albayrak, pırıl pırıl hafızasıyla geçmişten bugüne medyada verilen çetin mücadeleleri anlattı.
1991senesinde 18 yaşında bir muhabir adayı olarak Milli Gazete’nin kapısından içeri girerken, Necip Fazıl’dan Sezai Karakoç’a, Osman Yüksel Serdengeçti’den Osman Turan’a Ayhan Songar’dan Nevzat Yalçıntaş’a, Salih Merzabeyoğlu’ndan Mustafa Yazgan’a İsmet Özel’den Mehmet Şevket Eygi’ye nice efsane ismi ağırlamış bir “okuldan” içeri girdiğimin henüz farkında bile değildim.
Yayın yönetmeni odasında, ‘Delikanlı yarın gel başla’ diyen ses, o dönem, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Kızıltaş’ındı. O gün bugündür gazetecilik mesleğindeyim.
Herkesin ‘Üstat’ diye hitap ettiği (Milli Gazete’nin gizli efsanesi, ayaklı tarihi, büyük ağabeyi) Abdülkadir Türker’in yazı işleri masasında sık sık gördüğüm bir ‘ağabey’le daha tanıştım o günlerde. Her zaman sık giyimli, yakışıklı, asaleti her halinden belli olan yazar Sadık Albayrak’tı bu…
27 yıl önce ‘Delikanlı yarın gel başla’ diyen ses, Ekrem Kızıltaş, geçen gün yine aradı. Şimdilerde Takvim gazetesi yazarı ve aynı zamanda Medya Derneği Başkanı olanEkrem Kızıltaş’tangelen, bu kez, bir sohbete davet telefonuydu. Medya Derneği, bundan böyle Perşembe akşamları meslek büyükleriyle sohbet programları düzenleyecek.
Geçen Perşembe akşamı gerçekleşen ilk toplantının konuğu hepimizin ağabeyi Sadık Albayrak’tı. Her zamanki gibi şık, her zamanki gibi beyefendi kişiliğiyle Albayrak, basındaki kişisel serüvenini anlatırken, bir yandan da geçmişten günümüze Babıali’den önemli hatıralar aktardı. “Medyada milli mücadele” anekdotları ise canlı tarih panoramasıydı.
1942 Of doğumlu Albayrak, yıllarını araştırmaya ve yazmaya vererek bugüne kadar 40’tan fazla akademik niteliği yüksek, tarihi ve toplumsal konuları ele alan kitap yayımladı. İlk kitabı “Sömürüye Karşı İslam” 1971 yılında yayımlandı. Arşivlerde bulduğu belgeleri, kaybolmadan bir an evvel günümüz Türkçe’sine aktarabilmek için çalıştı çalıştı…
Muhafazakar kesimin basın mücadelesinin birebir tanığı olan Albayrak, Medya Derneği’nin toplantısında, görmezden gelinen, boğulmak istenen bir kesimin çilelerle dolu serüvenini anlatırken Necip Fazıl’dan, Ayhan Songar’dan, Yılmaz Yalçıner’den ve daha pek çok isimden hatıralar aktardı. Sadık ağabeyin pırıl pırıl bir hafızası var. Dün ne yemek yediğini unutan biri olarak, onun, 60’larda 70’lerde yaşadıklarını dahi ay ve gün vererek anlatması karşısında imrendiğimi ifade etmeliyim.
Sohbete katılan günümüz medya yöneticileri ve yazarları için adeta bir basın tarihi sohbetine dönüşen toplantıdan aslında pek çok haber ve belgesel konusu da çıktı. Umarım not alınmış, en azından hafızalara kazınmıştır. Zira bugünlerin yol açıcısı olan bir kuşağı anlatıyordu Albayrak. Hatıratların çok az yazıldığı ülkemizde, bu kuşağın görüp yaşadıkları, kayıtlara geçmesi gereken hatıraları, tecrübeleri, dünden bugüne, yarınlara önemli, aydınlatıcı bir fener işlevi görecektir. Zira, çilelerle dolu bir mücadelenin canlı şahitleri, söz konusu kuşak… Darbeler, kapatılan gazeteler, mahkemeler, ödenen bedeller, dikenli yollar, nihayetinde emek, azim ve başarı… Sadık Abi’nin de vurguladığı gibi, buralara kolay gelinmedi ve medyadaki mücadele dün olduğu gibi bugün de önemli. Aksi takdirde Müslüman Anadolu insanını boğmaya, fikir yerine, bu millete ‘Batılı yaşam tarzı’ satmaya alışkın bir medya düzeni toplumu zehirlemeye devam edecek.
Meslek büyüklerini bugünün gazete ve televizyoncularıyla buluşturmayı amaçlayan Medya Derneği’nin Perşembe Sohbetleri, medyadaki mücadelenin bir parçası olarak çay, simit ve peynir eşliğinde, (Ekrem Bey, bu muhteşem üçlüye zeytin ekleyebileceklerini de ifade etti) ‘alternatif bir medya okulu’ olarak devam edecek. Hayırlı ve bereketli olsun.
Müzeyyen Senar Müzikali geliyor
Türk müğininin gerçek divalarından biri. Cumhuriyet devrinin en önemli icracılarından. Pek çok sanatçı tarafından örnek alınmış, taklit edilmiş, yolundan gidilmiş abide bir isim: Müzeyyen Senar… 2015’te aramızdan ayrıldığında 93 (kimi kaynaklara göre 96) yaşındaydı. Senar’ın iz bırakan şarkıları şimdilerde Şevval Sam’ın sesinden bir müzikalde hayat bulacak. Sanatçının hayatından önemli kesitlerin müzikle harmanlanacağı gösterinin metni Figen Şakacı tarafından kaleme alındı. Müzik direktörlüğünü Fahrettin Yarkın’ın üstlendiği projenin yönetmenliğini tiyatronun deneyimli isimlerinden Engin Alkan yapacak.
‘Müzeyyen’müzikalinin 16 Şubat’tan itibaren perde açması planlanıyor. Doğrusu, Müzeyyen Senar ismi ile Şevval Sam’ı yan yana getirmekte şahsen zorlandım. Popüler bir isim olarak Şevval Sam’ın oyuncu mu yoksa şarkıcı mı olduğunu anlamış değilim. Sesinin de oyunculuğunun da hayranı değilim. Muhtemelen ‘şarkıcı-oyuncu’ kimliğinden dolayı role uygun görülmüştür. Sonuçta, umarım projenin hakkı verilir ve Müzeyyen Senar adına ilk kez yapılan müzikalin altından başarıyla kalkılır.