Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te gerçekleştirilen ve 53 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bombalı saldırıda Suriye istihbaratıyla irtibatı sağlayan ve eylemin planlayıcılarından olan Yusuf Nazik, MİT tarafından gerçekleştirilen nokta atışı bir operasyonla Suriye'nin Lazkiye kentinde yakalandı ve Türkiye'ye getirildi.
Nazik sorgusunda eylem emrini Esed'den aldığını, patlayıcıların Suriye’den Türkiye’ye getirilmesini sağladığını, araçları kendisinin temin ettiğini ve patlayıcıların araçlara yerleştirilmesini organize ettiğini itiraf etti.
***
MİT'in bir ay içerisinde gerçekleştirdiği (bildiğimiz) bu ikinci nokta atışı operasyon. Bölgedeki diğer istihbarat örgütlerinin Türkiye ile bilgi paylaşmadıkları, hatta karartma yaptıkları halde MİT'in gerek FETÖ gerekse PKK ve Türkiye'ye karşı aktif olan diğer yapılardan olup arananlar listesindekilere karşı gerçekleştirdiği bu başarılı operasyonların mezkur örgütleri paniklettiğini de not düşelim.
***
Dönelim Reyhanlı katliamına ve 53 masum insanın can verdiği terör saldırısının perde arkasına...
2013 Suriye için olduğu kadar Türkiye için de milattı. Suriye'de Esed'in devrilmesine an meselesi olarak bakılıyordu. Muhaberatı çok güçlü olsa da askeri varlığı muhalefeti alt etmeye yetmiyordu ve Esed köşeye sıkışmış haldeydi.
"PKK'nın DEAŞ'a karşı özgürlük savaşı verdiği" senaryosu yazılmışsa da henüz tam olarak sahnelenmeye başlanmamıştı.
Türkiye'de ise "Gezi direnişi" denilen terör henüz başlamamış; CHP ise "hükümetin 'cihatçılara' yardım ettiği" tezviratı ile mezhepçiliği kışkırtacak bir siyasi dil kullanmayı alışkanlık haline getirmişti.
FETÖ o tarihte adlı adınca boy göstermiş değildi ama operasyon kabiliyetinin doruğundaydı. Nitekim kısa süre sonra 17-25 Aralık emniyet-yargı kumpasını gerçekleştirdi.
***
Hatay ve Reyhanlı'nın bağlı olduğu dönemin terör savcısı Özcan Şişman, aynı zamanda MİT tırlarının durdurulması olayında savcı Aziz Takçı ile FETÖ adına aktif rol üstlendi. Katliam öncesinde MİT tarafından eyleme dair istihbarat içeren bilgi notunun Özcan Şişman’a iletildiği ancak Şişman’ın söz konusu raporun gereğini yapmayarak patlamanın gerçekleşmesinde rol oynadığı da ortaya çıktı.
Reyhanlı patlamasında gözaltına alınan Mahmut K. adlı kişinin CHP'lileri Esed'le Şam'da görüştüren ve görüşmeye refakat eden Ebu Firas kod adlı kişiyle irtibatlı olduğu haberleri de o dönem gazetelerde yer bulmuştu. CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz'ın Esed ile baş başa görüşmesini ayarlayan da oydu. CHP'li vekiller Aytuğ Atıcı, Şafak Pavey, Mevlüt Dudu ve Hasan Akgöl'ün Esed ile görüşmesi sırasında çekilen fotoğrafta Eryılmaz'ın "tanımayız biz onu" dediği Ebu Firas da vardı. Fotoğraf çok muhtemel FETÖ'cüler tarafından servis edilmişti. Çünkü FETÖ tam da böyle iş yapıyordu. CHP el altından Esed'cilik yaparken FETÖ de bu ilişkiyi açığa çıkartan bilgileri dağıtıyor ve böylece toplumdaki gerginlik ve kamplaşma daha da artıyordu.
***
MİT'in Lazkiye'de paketlediği terörist Yusuf Nazik'in adını ilk veren de, Ebu Firas'la Nazik'in ilişkili olduğunu anlatan da Mahmut K. isimli şahıstı.
O gün Reyhanlı saldırısı ile planlanan; hükümetin Suriye'de taraf olmak suretiyle Türkiye'yi hedef haline getirdiği algısı oluşturmak, toplumu kutuplaştırmak ve huzursuzluk yaratmak, dışarıda da tıpkı MİT tırları olayında olduğu gibi Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak ve sonrasında bol bol duyduğumuz "Türkiye teröre yardım" ediyor tezviratına malzeme oluşturmaktı.
Nitekim 2013'ten bu yana her yolu denediler.
Terör konsorsiyumu, 15 Temmuz'da en büyük eylemini yaptı.
Ama başaramadı.
Bugün hala, Reyhanlı olayı tüm yönleriyle açıklığa kavuşmuşken bile, hükümeti suçlu çıkarma derdinde olanlar var.
Devlete "Katil, hatta seri katil" diyen siyasetçiler bunlar.
Terörün siyasete iltisakına mani olmadıkça da demeye devam edecekler.