Bu hafta bayramlar haftasıydı. Zafer Bayramı, Kurban Bayramı ve haftalık bayramımız Cuma bayramı.
Doğrusu ben bu bayrama öncekilere göre dahaümitvâr olarak giriyor olduğumuzu düşünüyorum.
Bu düşüncemin temel gerekçesi dünkü Akşam gazetesinin manşete çıkardığı resepsiyon fotoğrafıydı.
Hoş ben de resepsiyondaydım ama resepsiyonu çok güzel anlatan manidar bir enstantaneydi o.
***
Bu resepsiyonlar geçmişte maalesef milletin değerlerinin dışlandığı ve alay edildiği devletin milletten tamamen kopuk olduğunu gösteren törenlerdi.
Milletvekili olduğum dönemde bu resepsiyonları boykot etmiştim. Çünkü kapı komşum vekile eşli davetiye gelirken, eşim başörtülü diye bana tek kişilik davetiye geliyordu. Bu tavır nezaketsizliğin ötesinde milletin değerlerine karşı alınmış bir tavırdı.
Evvelki gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan resepsiyon isedevletin milletiyle barıştığını gösteren bir içeriğe sahipti.
***
Resepsiyona katılan davetlilere bakınca zaten bunu hemen anlıyorsunuz.
Türkiye eksiksiz oradaydı.Askeri, polisi, bürokratı, siyasetçisi, basın mensubu, başı açığı başörtülüsü, halkın temsilcileri, şehit yakınları, engelliler, sanatçılar hülasa Türkiye eksiksiz oradaydı.
Tek eksiğivardı. Ana muhalefeti temsilen kimseyi göremedik. MHP, SP, BBP genel başkanları oradaydı. Ana muhalefet genel başkanına yakışan da orada olmaktı ama yoktu!
Akşam gazetesinin fotoğrafında objektife girmemiş daha manidar biri vardı. Şehid kaymakam Safitürk’ün babası cübbesi ve sarığıyla en öndeydi. Kimse yadırgamıyor aksine saygı gösteriyordu!
Orduevlerindeki düğünlere damat ve gelinin başörtülü sakallı yakınlarının bile alınmadığını hatırlarsak o fotoğrafın mesajı bence daha iyi anlaşılır.
***
Dahası ilk kez bir 30 Ağustos resepsiyonu Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlıyordu.
Resepsiyonda tarih ve günümüz de buluşturulmuştu. Bir tarafta modern orkestra, diğer tarafta mehter, münavebeli olarak değişik besteleri icra ediyorlardı.
Resepsiyon alanının hemen bitişiğindeki havuzun bir tarafında 16 albayrak taşıyan, diğer tarafında ise tarihi kıyafetleriyle 16 Türk devletini temsil eden askerler vardı.
Görevlilerinresepsiyon boyunca kimseye ayırım yapmadan herkese gösterdikleri ilgi ve ikramları ise ayrı bir incelikti.
Cumhurbaşkanımızın alanda dolaşarak hemen herkesle ilgilenmesini anlatmaya gerek yok.
***
İşte beni ümitvâr eden devletin milletiyle buluştuğunu ve kaynaştığını tescil eden bu resepsiyon manzaralarıydı.
Devletin milletiyle bütünleştiğini gösteren bu manzarayı ben bir zafer ya da kazanım olarak değilnormalleşme olarak değerlendiriyorum.
Bu millet kendisine sahip çıkanı yalnız bırakmaz. Devlet milletiyle böyle kucaklaştığı müddetçe sırtı yere gelmez biiznillah.
Tabii ki İslam Alemi’nin perişan halini hatırlayınca, sevincimiz kursağımızda kalıyor.
ArakanMüslümanlarının, Suriye, Irak, Libya, Yemen halkının çilesini görünce, “Rabbim devletimize o kardeşlerimizin derdine de deva olacak güç ver kuvvet ver.” diye dua ediyorum.
Hayırlı bayramlar.