Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçiş için Meclis görevini yaptı. Anayasa değişikliğinde artık kararı millet verecektir. İnancım o ki, “evet” oranı yüzde 64’ten aşağı olmayacaktır.
Millet iradesi şimdiye kadar hiçbir referandumda yanlış karar vermedi. Her darbe döneminden sonra yapılan seçimler de aslında bir referandum niteliğindeydi. Her defasında da seçmen, darbecilerin işaret ettiği partileri sandığa gömdü, vesayete karşı demokratik yürüyüşü için yeni hamlelere yol verdi.
Milletimiz referandumda beş temel ölçü kullanacaktır.
Bir; Millet iradesi, vesayetin tahakkümüne karşı uzun soluklu yürüyüşte bir ana hat belirlemişti. Bu hat, Menderes-Özal-Erdoğan çizgisidir. Menderes-Özal-Erdoğan çizgisinin devamı ve tahkim edilmesi için referandumda “evet” denecektir.
İki; bu milli ve yerli çizgi, son olarak 15 Temmuz darbe girişimi ile dini kullanan, sinsilik ve kandırmaya dayanan, Türkiye’nin parçalanması ve işgali için oluşturulan FETÖ ihaneti ile kırılmak istendi. Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda bulunduğu Afrika gezisine çıkarken havaalanında bu FETÖ için “katiller sürüsü” ifadesini kullandı. Tanklarla, helikopterlerle, donanmanın gemileri ve savaş uçakları ile milletimizin masum insanlarına ölüm kusan katiller sürüsü…
Millet, referandumda FETÖ ihanetine karşı “evet” mührü ile en büyük cevabı verecektir.
Üç; AK Parti-MHP tabanı için bir ölçü de CHP’nin hiddet ve şiddetidir. CHP neden bu kadar sertlik ve gerilim peşinde koşuyor?
Diyelim ki, Meclis’ten geçen değişiklik yanlıştır. CHP neden kavga çıkartıyor? Usulünce ve üslubunca yanlışı söyler ama orada da kalmaz kendi doğrularınızı da, alternatiflerinizi de söylersiniz. Niye kavga çıkartıyorsunuz?
Değişiklik Meclis’ten geçtikten sonra, CHP sözcüleri “hodri meydan, şimdi millete gidiyoruz” dediler. Madem öyle, Meclis’te “tamam millete gidilsin” demediniz de engellemeler yaptınız?
Referandumda, CHP zihniyetine, onun alternatif üretmeyen ama her şeye karşı çıkan zihniyetine de “evet” ile esaslı bir cevap verilecektir.
Dört; Bölücü terör örgütü PKK’nın Meclis’teki temsilcisi HDP ile CHP’nin birlikte “hayır” için çalışması, AK Parti ve MHP tabanı için en önemli ölçülerden biri olacaktır. Bu millet, HDP’nin, bölücülerin bir arada olduğu bloğun karşısına dikilecek ve tereddütsüz “evet” diyecektir. CHP ile HDP’nin omuz omuza verdiği görüntü, CHP tabanını da göreceksiniz, rahatsız edecektir…
Beşincisi ve en önemlisi; milletin nazarında Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçişe “evet” demek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sahip çıkmanın adıdır.
Milletimiz, Türkiye’nin içerden/dışarıdan bir saldırı ile karşı karşıya olduğu inancındadır. 15 Temmuz darbe girişi bu saldırının son aşamasıydı. Bununla da bitmedi. Yaşam tarzlarımız üzerinden, ekonomi üzerinden bu saldırılar devam ediyor. Devreye DHKP-C de sokularak terör azgınlaştırılıyor, müttefiklerimiz ABD ve Avrupa, Suriye ve Irak’ta DEAŞ üzerinden bize açıktan boyun eğdirmeye çalışıyor. PKK’nın Suriye’deki silahlı gücüne ABD gözümüzün içine baka baka sahip çıkıyor.
Ortak inanç, kanaat şudur: Millet ve ülke olarak bu zor geçitten Erdoğan’ın liderliği ile geçilebilir. Erdoğan’ın elinin güçlenmesi gerekir. Erdoğan’a duyulan güvenin pekişmesi gerekir. Mesele Erdoğan’ın şahsı meselesi de değildir. Mesele, Türkiye meselesidir, memleket meselesidir. Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan meselesidir…
Eğer milletimizi tanıyorsak, onun sağduyusuna, ferasetine güveniyorsak, referandumda inşallah yüzde 64’ün üzerinde “evet” çıkacaktır.