Tevfik Fikret Putunu Kendi Yapar Kendi Tapar derken FetullahGülen cemaatinden sözediyordusanki. İnsan oğlu kendi yarattığı kişi ya da kavramlara boyun eğer onların elinde oyuncak olur. Ne yazık ki bir çok kişi bu fareli köyün kavalcısının peşine takılıp 17 Temmuz gecesine kadar izinden ayrılmamış...Ama hala körün değneğini bellediği gibi, izinde yürümeyi sürdürenler de var.
“Şakır şakır yağan yağmurlara benzeyen insanlara, düşmanım da olsalar saygı duyarım. Ancak yaşamları, düşünceleri, eylemleri çiseleyen yağmur damlalarına benzeyen insanlardan nefret ederim” demişti rahmetli Kemal Tahir. Sanki Gülen’in peşine takılmış, kandırılmaya hazır insanları tanımlıyordu. Ahmak ıslatan altında tıpış tıpışyürüyenleri...
Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından birinin yayına verdiği reklam film, bu çiseleyen yağmurların nerelere kadar sızdığının çok çarpıcı bir örneği. Filmi herhalde izlemeyen kalmamıştır. Her şeyden önce gerçekten çok kötü bir film. Ne diyor, ne demek istiyor, niye diyor belli değil. “İşin içinde bir iş olduğunu” karanlıkta, el yordamıyla ancak çıkartabiliyorsunuz. Reklamı yayınlatan firma çocuklara “atıştırmalık” üretiyor. Yani bu filmigenelikle çocuklar izleyecektir. Çizgilerin çirkinliği bir yana kavgayı şirin göstermeye çalışması, bunu da 1 Nisan şakalarına dayandırmaya çabalaması, çocuk bilimi (pedagoji) açısından da zararlıdır. Hangi akla hizmet bu film yaptırılmış, yayına verilmiş, anlaşılır gibi değil. Ancak şirketin reklam müdürlüğünü yapan kişinin FETÖ’gillerden olduğu iddiası doğruysa bu kendi putunu yapıp kendi tapanların pek akıllı olmadığı hemen anlaşılır. Kimse “bu film de ne?” diye sorgulamayacak mıydı? Sosyal medya bunu alıp tefe koymayacak mıydı? Hadsi bu rezillik yapıldı, bunca tepki karşısında ipe sapa gelmez açıklamalarla olayı savuşturmaya çalışmaksa hepten akıllara zarar...
Ama o şirkette çalışan yada onları yönetenlerle bitmiyor iş! FETÖ’nün medya kolunu oluşturdukları iddiasıyla tutuklu yargılanan 21 kişi, bir savcıyla bir yargıcın iş birliği sonucu salındı ansızın. Ama Cumhuriyet Başsavcılığı tahliyelere el koydu ve ceza evinin kapısında bu kişilerin bir çoğu yeniden, bu kez başka bir suçtan, göz altına aldı.
Bütün bunlar su uyur düşman uyumaz sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ancak Gülen’in de insanları kandırmak konusunda ne kadar hünerli olduğunu unutmamak gerek. Ülkenin siyasetini neredeyse 50 yıl üstlenen rahmetli Süleyman Demirel’le Bülent Ecevit, bu adamı yere göğe sığdıramamıştı. “Örnek bir Müslüman, gönlü insan sevgisiyle dolu!” tanımlaması Demirel’indir. Ecevit’ de “dünyada eğitim seferberliği başlatan, Türk dilini ve Türk adını her yere taşıyan bir kahraman” olarak tanımlamıştı bu cahil imamı.
Alçakca girişimler, hatta eylemler gene olacaktır. Önemli olan rehavete kapılmamak ve bunları kamudan birer birer temizlemektir...