Siyasetçilerin yaptıkları siyaset elbette bir ‘algı yönetimi’ şeklinde ortaya çıkabilir. Siyasetçi toplum kesimlerinin, seçmenin, medyanın, uluslararası toplumun algısına hitap eder ve onları yönlendirmeye çalışır. Siyasi mesajlar, insanların tutum, davranış ve siyasi pozisyonlarını etkileme amacı taşır.
Psikolojik harekât veya psikolojik savaş ise siyasi rakipler değil, düşmanlar arasında yaşanır.
Siyasi algıları dikkate almak siyasetin işiyken, psikolojik harekât siyaset mühendisliğinin işidir. Biri demokrasi içi, diğeri demokrasi dışı anlamlar taşır.
Psikolojik harekât yapanlar siyaset kurumunu ve demokratik yapıyı bir bütün olarak görürler ve hepsinin ayarlarıyla oynamaya, kendi kontrollerinde yapılar üretmeye çalışırlar.
Bu yüzden psikolojik harekât vesayet dönemlerinin ve vesayet aktörlerinin bir aracıdır. Birbiriyle mücadele eden hasım ülkeler de bu yöntemi kullanırlar.
AK Parti, iktidarının ilk yıllarında çok açık psikolojik harekât hamlelerine maruz kaldı, zayıflatılmaya, kontrol edilmeye, devrilmeye çalışıldı.
İrtica, gizli gündem, takiyye, mahalle baskısı gibi kara propagandalar böyle bir girişimin parçasıydı.
Refah Partisi’ni iktidardan uzaklaştırmaya yönelik vesayet ezberleri AK Parti’ye karşı da tekrarlandı ama AK Parti devrilmedi.
Psikolojik harekâtın amacı, motivasyonu kırmak, konsantrasyonu dağıtmak, direnci zayıflatmak, zihinleri bulandırarak güçsüz kılmaktır.
Siyasal psikolojinin ayarlarıyla oynamak tam da siyaset mühendisliği işidir.
Son günlerde ortalığa atılıp gündem oluşturulmaya çalışılan konular bu türdendir. Fiili gücü yetmeyenler psikolojik üstünlük kurmaya çalışırken ilk yaptıkları karşısındakinin zihnini bulandırmak ve rutin akışı bozacak bir paranoya üretmektir.
Psikolojik harekât yapanlar fiilen kendilerinin güç yetiremeyecekleri şeyleri çok iyi bilirler ve rakiplerinin psikolojisini bozarak onların kendi kendilerine zarar vermelerini sağlamaya çalışırlar. Normalde kendilerinin ulaşamayacakları hedeflerin ürettikleri atmosferde kendilerine bir şekilde düşebileceğini varsayarlar.
AK Parti iktidarı bu tür oyunları çok yaşadı ve hepsini de bozdu. AK Parti’nin en zayıf olduğu ilk yıllarda bu tür numaralarla netice alamayan bu hayalet yapılar, bugün kesinlikle netice alamazlar.
Önemli olan siyaset kurumunun bir bütün olarak siyaset mühendisliği oyunlarına ve demokrasiyi hedef alan psikolojik harekâta alet olmaması ve duyarlı davranmasıdır.
Dünkü grup konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tavrı bu açıdan çok sağlam bir iradeyi yansıtıyor. Hem darbe söylentilerine karşı ortaya koyduğu söylem, hem İYİ Parti’den istifalara yönelik sergilediği ‘devlet adamı’ tavrı gerçekten takdire şayandı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den Libya’ya ve İdlib’e kadar yüksek siyaset hamleleri yaptığı bir dönemde dikkati dağıtmak ve enerjiyi içeriye harcattırmak bir kısım uluslararası güçlerin işine geliyor.
Üretilen evhamların bir ayağı da Türkiye’nin bölgesel rolünü baltalamaya yönelik olarak görülebilir.
Türkiye gölge oyunlarıyla kimyası bozulan bir ülke olmaktan çoktan çıkmıştır.