İnternet bir imkân. Gündelik işlerin, iletişimin ve ticaretin bir kısmı internet üzerinden yürüyor. İnternet aynı zamanda en büyük öğrenim mekânı. Dünyanın en büyük kütüphanesi, en büyük okulu. Ama internet aynı zamanda sorunların üretildiği bir mekân. Kanaatimce internet en çok şu üç soruna yol açıyor: bağımlılık, aile içi kopukluk ile aldatma veya sır oluşturma. Şimdi sizin için bu üç problemi açayım.
İnternet/oyun bağımlılığı
İnternet ve oyun bağımlılığı artık psikiyatri/psikoloji literatüründe tanınan bir bağımlılık şekli. Kişi interneti aşırı kullanıyorsa, hayatının merkezi internet haline gelir. İnterneti kesmeye veya azaltmaya başladığında psikolojik sıkıntı oluşur. Zihin internette takılı kalmıştır. Kişi planladığından daha fazla internet kullanır. İnternet kullanımını bırakmakla ilgili başarısız girişimler vardır. İnternet ile ilgili aktivitelere zaman ve para harcar. İnternet kullanımı kişinin aile, okul, iş hayatını olumsuz etkiler.
Size bir öykü anlatayım: Genç delikanlı okul zamanlarında gece yarısına kadar, yaz aylarında ise günde 8 saat, hatta kendi haline bırakılırsa daha fazla oyun oynamak istiyor. Bu denli oyun oynamasının sorunlu olduğu söylendiğinde kızgın hale geliyor. Yemeklerini bile klavye karşısında yemek istiyor. Diğer aile üyeleri ile ilgisi oldukça azalmış. İnternetten kalamayacağı için tatile bile gitmek istemiyor. İnternet dışında gerçek hayattaki herhangi bir aktiviteye ilgi göstermiyor. Aile ile internet üzerinden sürekli bir çatışma içinde.
Aile içi kopukluk
İnternet ve sosyal medyanın sağlıksız kullanımının sık ve önemli sonuçlarından biri de aile içi kopukluk. İnternet kullanımına bağlı aile içi kopukluğun iki farklı şekli var. Birincisi “herkes elinde telefon kendi köşesinde takılıyor” şeklinde. İkincisi ise aile üyeleri karşı karşıya iken bile telefonların elde dolaşması, dikkatin birbirine değil de telefonlara takılı kalması.
Size bir öykü anlatayım: Ailemizin evi iki katlı. Ev herkesin kendi odası olacak kadar büyük. Baba işten geç geliyor. Üç çocuk da kendi odasında internette takılıyor. Aile üyeleri pansiyon arkadaşları gibi. Çocuklar yemekleri kendi odalarında yemek için ısrar ediyor. Çocuklar kendi arkadaşları ile muhabbet halinde olduklarını söylüyorlar. Herkesin kendi hayatını istediği gibi yaşama özgürlüğüne sahip olduğunu iddia ediyorlar. Anne vahametin farkında ama etkisiz eleman şeklinde.
Diğer bir öykü şöyle: Kadın eşinin telefonla yaşadığını söylüyor. Karşımda çay içiyoruz. Onun yüzüne bakıyorum. Ara sıra bana bakıp ara sıra telefona bakıyor. Bir şeyler anlatıyorum “he, he” diyor. Aklı bende değil yazışmalarda. Bu meseleyi düzeltmek için defalarca konuştuk. Ama sadece haber izlediğini, grup tartışmalarına katıldığını söylüyor.
Aldatma/sır oluşturma
İnternet/sosyal medyanın sağlıksız kullanımının aile açısından en sorunlu sonuçlarından biri de eş aldatması veya aile içi sır oluşturması. Bu sorunun üç farklı şekli var. Birincisi eşlerden birinin veya çocuklardan birinin sanal ortamda ilişki yaşaması. İkincisi internet üzerinden “sanal cinselliklerin yaşanması”.
Size öyküler anlatayım. Birinci öykü şöyle: Evin erkeği sürekli telefonla uğraşıyor. Eskiden ortada olan telefonla artık neredeyse yapışık. Üstelik telefonunda kimsenin bilmediği şifre var. Teknolojiden anlamadığı varsayılan kadın şüphenin gücü üzerinden telefona ulaşıyor. Eşinin sır yazışmalarını görüyor. O zamandan beri evde kıyamet kopuyor…
İkinci öykü şöyle: Evin genç bireyi sevgi ihtiyacı ile karışmış cinsel arzularını sanal ortamdan elde etme alışkanlığı kazanmış. Bu işle ilgili sitelerden bulduğu kişilerden, içinde cinsel içerikli fotoğrafların da gönderildiği konuşmalar yaşıyor.