Hürriyet’ten Rifat Başaran’ın haberine göre dün 8 saat süren Parti Meclisi toplantısında Kılıçdaroğlu şunları söylemiş:
“İnce’yi genel başkan olsun diye cumhurbaşkanı adayı gösterdim. Aklımda o vardı. Ancak daha sonra yapılanlar bana güven vermedi. Kendisinin genel başkan olması durumunda partinin bir hafta içinde dağılacağını da söyledim. Delegeyi arayıp kendisi için imza isteyen, oy isteyenden CHP’ye genel başkan olmaz…”
PM'nin ardından Twitter'dan açıklama yapan İnce ise;
“Bu toplantıya Cumhurbaşkanı Adayını davet etmemek sorun, toplantıda yalan söylemek ayrı bir sorun. Seçimden sonra beni davet etmiş ama ben gitmemişim! Benim olmadığım yerde zor durumdan kurtulmak için yalana başvurmak koltuk sevdası değil de nedir?”
Kılıçdaroğlu hepimizi şaşırttı! Çoğunluk, İnce’yi harcamak için aday gösterdiğini düşünüyordu. Ama tam tersini söylüyor. “Benden sonra genel başkan olsun diye aday gösterdim” diyor. Pes… Pes…
Yarın Kemal Kılıçdaroğlu'nun oğlu Kerem’in düğünü var. Birbirine yalancı diyen iki isim yüzyüze bakacak. İnsanî olarak zor, politikacılar için olağan bir durum. Düğüne Muharrem İnce de davetli. İnce herhalde düğüne katılacaktır. Kılıçdaroğlu, İnce’nin oğlunun düğünü için Yalova Elmalık köyüne kadar gelmişti.
Cumhur İttifakının partileri AK Parti ve MHP, Mart’taki yerel seçimler için çoktan yola çıktı.
CHP ise 2 ay sonra 24 Haziran seçimini değerlendiriyor. Yönetim ile muhalifler bir barış zemini bulmak yerine kavgayı tırmandırıyor.
Hale bakınız, Kılıçdaroğlu ve İnce birbirlerini açıktan yalancılıkla itham ediyor. Bu tablodan CHP lehine bir şey çıkar mı?
Kılıçdaroğlu artık ciddiye alınamayacak bir konuma savruldu. Demokrasi dese, “önce partinde ara” deniyor. Hak, hukuk dese “sen onu külahımıza anlat” deniyor. Koltuk sevdasından bahsetse, “senden sevdalısını görmedik” deniyor. Tek adam diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirse, “aynaya baksan” deniyor…
Kılıçdaroğlu artık yerel seçimlerin akşamına kadar gün sayacak. Çünkü 31 Mart akşamı CHP genel başkanlığını bırakmak zorunda kalacağı bir yenilgi alacak.
Muharrem İnce’ye gün mü doğacak? Hiç zannetmiyorum.
İnce’yi her geçen gün hırpalayacaklar, moral çöküntüsüyle yeni yanlışlara zorlayacaklar.
CHP yerel seçimlerde aday belirlerken de, seçimlerin sonucunda da siyaseten daha önce görülmemiş bir perişanlık yaşayacak.
Aslında bu sonucun parti yönetimi, ya da şahıslarla ilgisi yok.
CHP’de zihniyet değişikliği gerekiyor.
1. Parti yönetiminde politbüro anlayışına son verilmesi lazım. Türkiye’nin sorunlarını çağdaş ve bilimsel analizlerle objektif değerlendiren, Türkiye’yi, dünyayı iyi okuyan gençlerin önünün açılması lazım.
2. CHP’nin, milletimizin değerlerine olan mesafeli, tutuk, ikircikli, zoraki duruşunu terk etmesi lazım. Malazgirt’e, İstanbul’un Fethi’ne gönülden sahip çıkamayan, şöyle göğsünü gere gere, “milletimizin Müslümanlığı bizi hiç geri bırakmadı” diyen bir CHP lazım.
3. Seçmenin karşısına gerçekçi çözümlerle, projelerle çıkan bir ana muhalefet partisi olması lazım. Vıdı vıdı Erdoğan düşmanlığı yapan CHP, artık kabak tadı verdi, bunu görmeleri lazım.
4. CHP kaoslardan, krizlerden medet uman, “hani bir ABD, ya da NATO müdahalesi olsa da, Erdoğan devri bitse, kapılar bize açılsa” diye gözünü Batı’ya, dışarıya dikmemesi lazım…
5. FETÖ’ye göz kırpan, HDP ile işbirliği yapan parti olmaktan kendini kurtarması lazım. İşte yerel seçimler geliyor, yine el altından HDP ile ortak çalışacaklar.
Bu kafayla yüzde 15-20 bandına inecekler…
* Bir hafta izin kullanıyorum.