Devlet içinde kan gövdeyi götürüyordu. Tarih Birinci MİT Raporu'ndan (1988) ikincisine (1996) doğru ilerlerken, devlet içinde saflar belirlenmişti:
MİT Kanadı: Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür, MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas, Korkut Eken. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve İstihbarat Daire Başkanı Attila Aytek. Bu ekibin reisi Hiram Abbas 1990 yılında bir silahlı saldırı sonucu öldürülünce, Mehmet Eymür başa geçti.
Emniyet Kanadı: Şükrü Balcı, Ünal Erkan, Mehmet Ağar, o yıllarda MİT İstanbul Bölge Başkanı olan Nuri Gündeş, MİT görevlileri Cengiz Abaoğlu, Mustafa Ercan'dan oluşuyordu. Bu grubun reisi Şükrü Balcı 1993'te ABD'de öldü ve yerine Mehmet Ağar geçti.
Takvim 1993'ü gösterdiğinde Ağar çok güçlenmişti. Özel Harekat tümüyle onun elindeydi, polisin tamamı da. Bu arada devlet içinde de önemli gelişmeler oluyordu: Özal ölüyor, yerine Süleyman Demirel geçiyordu. Tansu Çiller DYP Kongresi'ni kazanıp başbakanlık koltuğuna oturmuştu. MGK'ya Ünal Erkan, Mehmet Ağar gibi şahinler girmişti. Yeni Genelkurmay Başkanı, herkesi şaşırtan bir demeç veriyor ve Çiller'in emrinde olduğunu söylüyordu: "Tansu Hanım şak diye emreder ben de tak diye yaparım!" sözlerinden sonra basın Orgeneral Doğan Güreş'i diline dolamıştı. İlk kez bir Genelkurmay Başkanıyla resmen dalga geçiliyordu. (Faili Meçhul Cinayetler Tarihi-Orhan Gökdemir)
Bu dönemin hemen öncesinde ordu içinde de bir tür temizlik yapılmıştı. Lice'de Bahtiyar Aydın öldürülüyor, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in uçağı bilinmeyen bir nedenle düşüyor, JİTEM'in kurucusu ve yöneticisi Cem Ersever arkadaşlarıyla birlikte faili meçhullere kurban ediliyordu. Devlet PKK'yla savaşmak için yeniden yapılanıyordu.
Mehmet Ağar 1993'ün "ruh halini"Susurluk Komisyonuna anlatıyordu:"Şimdi ben Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atanmadan bir ay önce Bingöl yolunda 33 askerimiz şehit olmuştu. PKK'nın sözde ateşkesinin ardından yoğun eylemler başlamıştı; büyük kentlerde insanlar öldürülüyor, bombalar patlıyordu. Özellikle Antalya, Marmaris ve Bodrum'daki patlamalardan sonra kıyılar bomboştu... Toplumun her kesimi 'ne yaparsanız yapın şu işi bitirin' diyordu."
Ağar ilk iş olarak terörle mücadele konusunda deneyimli arkadaşlardan bir kadro kurduğunu anlatmıştı. Gene 1993'te MGK bir karar alarak çetelerin kurulmasına yeşil ışık yakmıştı. Ve devlet tıpkı 12 Eylül sonrasında nasıl ASALA'yı ortadan kaldırmışsa, aynı yöntemle PKK'ya savaş açıyordu.(Turhan Gökdemir "Susurluk'tan Ziverbey'e; bir MİT'çinin Portresi.) Çetelerin PKK'ya savaş açmasına ilk gündeme geldiği günden itibaren karşı çıkan Eşref Bitlis, ardından da Turgut Özal ölmüştü. MGK hemen gerekli kararları aldı. Ve 1993'ün sonbaharında, ister Gladyo deyin ister Özel Örgüt, MGK'nın kararıyla kuruldu. Ağar, "MGK sürekli toplantılar yaptı; bir karar aldı. Biz de durumdan vazife çıkardık!" diyerek son noktayı koyacaktı!
Yarın: 'Kurşun Ata Ata Bitmez!'